Orta sınıf mensubu siyahi kadınlar bile beyaz hemcinslerine oranla daha kötü sonuçlarla karşılaşıyorlar. | TED | حتى النساء السود من الطبقة الوسطى لا تزال حالتهن سيئةً جداً مقارنةً بنظرائهن البيض من الطبقة الوسطى. |
Tekrar kötü görünsünler diye mikrodalgaya attım. | Open Subtitles | وضعتها بالمايكرويف حتى تكون سيئةً مرّة أخرى |
Ama kötü şeylerin de olacağı aşikâr; | Open Subtitles | لكن يبدو أنهُ من الواضح أن اموراً سيئةً ستقع |
Ne kadar kötü ve yanlış da olsalar güzel şeyler yapmama olanak sağlıyorlar. | Open Subtitles | ولكن مهما كانت سيئةً وغير صحيحة فقد جعلتني أقوم بأعمالٍ جيدة أتفهم ما اعني ؟ |
Ama bu sana karşı kötü davrandığı gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | أجل , لكن ذلك لا يعني أنها لم تكن سيئةً معك |
Bak, o kadın için bende kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | النظرة، أَبْدو سيئةً للسيدةِ. أنا أعْمَلُ. |
-Şüphelinin kendisi kötü haberler almıştır. | Open Subtitles | نفترضُ أنَّ الشخصَ المطلوب تلقى أخباراً سيئةً بالفعل |
kötü hissediyor olmalı. | Open Subtitles | دعْها تَكُونُ للحظة، تَبْدو سيئةً. |
Bay Mueller sadece bir tane kötü not aldım diye... 17000 parlak öğrenci her yıl oraya başvuruyor. | Open Subtitles | السّيد Mueller، هي كَانتْ درجةً سيئةً واحدة. 17 ألف طالب ممتازون إنطبقْ هناك كُلّ سَنَوات. |
Büyük ihtimalle, bunu yabancı biriyle yapıyor olmaktan dolayı kötü hissetmiştir. | Open Subtitles | هي من المحتمل فقط بَدتْ سيئةً هي كَانتْ تَعْملُها مَع a أجنبي. |
Burası, her daim kötü haberdir. | Open Subtitles | هذا المكانِ كَانَ دائماً أخباراً سيئةً. |
"Önceki akşam çok kötü bir partide olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ارتادت حفلةً سيئةً ليلة البارحة." |
Artık midem o kadar kötü değil. | Open Subtitles | فمعدتي ليست سيئةً للغاية هذه المرة |
Bugün gerçekten bazı kötü kararlar verdin. | Open Subtitles | لقد اتخذت قراراتٍ سيئةً جداً اليوم |
Çok kötü bir hata yaptım. | Open Subtitles | لقد ارتكبت أخطاءً سيئةً للغاية |
Ben artık onun hakkında kötü söylentiler duymaya başladım. | Open Subtitles | الأمر أني أسمع شائعاتٍ سيئةً حوله. |
Hayata karşı kötü bir bakış açım olduğunu söylerler. | Open Subtitles | لقد قيلَ لي أنَ لدي نظرةٍ سيئةً للحياة |
Bir de, çok kötü haberlerim var. | Open Subtitles | وأن أخبرك أنباءً سيئةً للغاية؟ |
Şimdi şu noktaya geliyoruz, reklamcılık ve sinema endüstrisinde "mutlu" kötü bir üne kavuştu. Konuyla ilgili bir şey yapmak istiyorsanız ve özgün görünmek istiyorsanız alaycı bir üslupla yaklaşmanız gerekir. | TED | لقد وصل الموضوع إلى حد بأنه في الدعايات أو في مجال الأفلام، أخذت "السعادة" سمعةً سيئةً لدرجة بأنك إذا أردت بأن تظهر بمظهر أصلي وأنت تصنع شيء يتعلق بالموضوع، فإنك تقريباً تضطر لصنعه من وجهة نظر ساخرة |
Göründüğü kadar kötü değil, evlat. | Open Subtitles | إنه ليست سيئةً كما تبدو، بنيّ |