Ama enerji politikaları daha fazla fosil yakıt bulunmasına odaklanmaya devam etti. | TED | لكن سياسات الطاقة استمرت في التركيز على إيجاد المزيد من الوقود الأحفوري. |
Bir yıl önce bu şirkete geldiğimde, bu şirketin gay lezbiyen biseksüel ve transları korumak adına ayrımcılığa karşı politikaları olduğunu düşündüm. | TED | عندما أتيت إلى هذه الشركة قبل سنة، فكرت في نفسي، لهذه الشركة سياسات ضد التمييز تحمي المثليين والمتحولين جنسيًا. |
Diğer bir deyişle: Devlet nasıl doğru politika oluşturabilir? eğer haksızlıkların mevcut seviyelerini ölçemezse. | TED | وبمعنى أخر: كيف لحكومة أن تصنع سياسات منصفة إذا كانت غير قادرة على قياس مستويات عدم الإنصاف الحالية؟ |
Bu baskı döneminde politika daha sağduyuluydu. | Open Subtitles | في هذه الأوقات القمعية نمت سياسات أكثر تطرفاً |
Buraya çıkıp babanızın politikalarına doğrudan itiraz etmeniz sorumsuzluk değil mi? | Open Subtitles | هل هي مسؤوليتكِ ان تكوني هنا وتلقي خطابات تعارض سياسات والدك؟ |
Dünyanın her yerinde politikalar, uluslararası kuruluşlar, mesleki liderler var. | TED | .على الصعيد العالمي، لدينا سياسات اليات دولية، قادة عمل. |
Söyleyeceklerim benim görüşlerimdir ve herhangi bir savcılık ofisinin görüş ve politikasını yansıtmamaktadır. | TED | ما سوف يأتي هي أرائي، وهي لا تعبر عن أراء أو سياسات أي مكتب إدعاء عام آخر. |
En azından, aile sorumlulukları olan kişiler için olduğu gibi, diğer senaryolar için geliştirdiğimiz esneklik politikalarını ve stratejilerini uygulamak zorundayız. | TED | على أقل تقدير، نحن بحاجة لتطبيق سياسات واستراتيجيات مرنة، قمنا بتطويرها لسيناريوهات أخرى، مثل التي طورناها للأشخاص الذين لديهم مسؤوليات عائلية. |
farklı değerler ve politik sistemler var. Bu yorumlama oldukça mümkün ve uygulanabilirdir. | TED | وضمن أنظمة سياسات مختلفة.. و قيم اخرى واعادة التفسير يمكن ان تتم بصورة سلسلة |
Bu yollardaki trafik de işe alım politikaları ve bu yoldan geçen diğer uygulamalar. | TED | ثم إن السير فى هذه الطرق سيكون بمثابة سياسات التوظيف وغير ذلك من الممارسات التى نهجت هذا النهج. |
Umut, karamsarlık politikaları ve çaresizlik kültürüne karşı tek en büyük başkaldırma eylemi olabilir. | TED | الأمل قد يكون التصرف العظيم الوحيد لتحدي سياسات تشاؤمية وتحدي ثقافة اليأس. |
Şimdi iyi bir yönetişim sonucu olarak -- Asya'da gezin, daha iyi sağlık hizmeti, daha iyi bir eğitim, daha iyi bir altyapı, daha iyi kamu politikaları göreceksiniz. | TED | الان كنتيجة للحكم الرشيد سافر عبر آسيا سترى رعاية صحية أفضل تعليم أفضل بنية تحتية أفضل سياسات عامة أفضل |
Elmas işinde politika hep vardır. | Open Subtitles | دائماً هناك سياسات متعلقة عندما يصل الأمر للألماس |
Bu politika anne, sen anlamazsın. Değil mi Abbu? | Open Subtitles | كل سياسات أمي لن تفهمها يا أبي أليس كذلك؟ |
İşte bu yüzden bir nükleer denizaltı kaçırıp asi bir yabancı politika izlemeye kalkışmazsın ya. | Open Subtitles | هذا هو السبب الذي يمنع الشخص من أن يخطف غواصه نوويه ومحاولة إجراء سياسات خارجية مارقة |
Neyse ki, kuvvet politikalarına nazaran Aydınlanmaya yönelik çok daha fazla şey vardı. | Open Subtitles | ولحسن الحظ ، حَوَى التنوير ما هو أكثر من سياسات السلطة |
Scott Page: Modeller daha etkili kurumlar ve politikalar tasarlamamıza yardım eder. | TED | سكوت بايج: النماذج تساعدنا على تصميم سياسات ومؤسسات أكثر فاعلية. |
Yarı gelişmiş bir tosunun ve uzun bacaklı bir kızın devletin politikasını altüst etmesine izin verilemez. | Open Subtitles | فنصف عجل مخصى وفتاة ذات سيقان جميلة لن يقوموا بتغيير سياسات الدولة. |
Banka bu süreçte kendi sürdürülebilirlik politikalarını zedeledi. Ama 130 milyon dolar civarında para kazandı. | TED | البنك الدولي ينتهك سياسات الاستدامة الخاصة به في هذه العملية، ولكن ذلك حصل حوالي 130 مليون دولار. |
Trump'ı veya Bernie Sanders'ı seven kişiler, bunlar farklı politik görüşteler fakat temeldeki şey öfke. | TED | الناس التي تحب ترامب، والناس التي تحب بيرني ساندرز، كانوا يحبون سياسات مختلفة، ولكن ما كان في العمق هو الغضب. |
Demek istediğim, eski Başkan'ımızın politikalarından hala öğrenecek çok şeyimiz var. | Open Subtitles | كل ما اقوله هو هنالك الكثير لنتعلمه من سياسات رئيسنا السابق |
Yeni poliçeler oluşturmalıyız ve en önemlisi, düşünce ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz. | TED | فنحن نحتاج لطرح سياسات جديدة، والأكثر أهمية، أننا نحتاج لتغيير فكرنا وأفعالنا. |
Golf kulübü siyasetini sevdim. | Open Subtitles | يجب عليك أن تحب . سياسات النوادي الريفية |
O dönemde Sinclair İngiliz az gelirli halka, özel hastane poliçelerini pazarlayan en büyük satıcıydı. | Open Subtitles | كان رئيس المبيعات سياسات الحرمان المضيافة للغة البريطانية البائسة |
Hayır, hastane politikasından bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن سياسات المستشفى |
Değişmez lrak politikalarınız vardır. | Open Subtitles | لديكم سياسات لا تتغير للعراق |
Hükûmet çalışanı bir bilim insanı arkadaşım ona McPherson diyeceğim, devlet politikalarının araştırması üzerindeki etkisi ve Kanada'da kötüye gitmekte olan bilimin mevcut durumu hakkında bilhassa endişeliydi. | TED | أحد العلماء الحكوميين، وهو صديق لي، لنسميه ماكفرسون، يشعر بالقلق حول تأثير سياسات الحكومة على أبحاثه وحقيقة العلم تتدهور في كندا. |
emredildiğini düşünüyor. Mirasının anlaşılması zor olsa da, Sankara'nın birçok politikası zamanının ötesinde olduğunu kanıtladı. | TED | رغم أنّ إرثه مُعَقّد، إلّا أن العديد من سياسات سانكارا أثبتت أنها سابقة لعصرها. |