Bu günümüzü yansıtan... talihsiz bir politik karar. | Open Subtitles | هذا قرار سياسيّ مؤسف إنعكاس لهذه الأوقات |
Elbette bu büyük ülkeye gelen bir göçmenin eski bir hizmetçinin, politik gidişata katacak pek fazla bir şeyi olamaz. | Open Subtitles | طبعاً مهاجرة إلى هذا البلد، عاملة سابقة في صالون، يمكنها أن تساهم في خطاب سياسيّ |
Ayrıca buna bulaşmak istemiyorlar. Bu politik mayın tarlasına. | Open Subtitles | و لن يقربوا من هذه القضيّة، لأنّها حقل ألغام سياسيّ |
Belki fark etmedin ama cavus siyasi bir atesin icinde. | Open Subtitles | في حال لم تلاحظي يمارس ضغط سياسيّ كبير على الرقيب |
Önünde siyasi bir kariyer olan ve çehresini yitirmek istemeyen bir savcı, böyle bir davanın yoluna taş koymasını istemezdi. | Open Subtitles | مدّعٍ لا يريد إراقة ماء وجهه له مسار مهني سياسيّ مهدَّد بالسقوط، ربّما، و لا يريد أنْ يكون هذا عبئا عليه |
İltica hakkı sunana kadar birşey söyleme sakın. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}لا تُدلي بشيءٍ إلى ريثما أن يعرضوا عليكِ ملجأً سياسيّ |
Ben bir iş adamıyım, rakip bir politikacı değil. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال ، و لستُ منافس سياسيّ. |
Başka bir politikacının bilgilerini çalmak, yeni bir DDoS saldırısı yapmak yerine. | Open Subtitles | بدلا من التَلصص على سياسيّ آخر، أو اختراقِ حساب إلكترونيّ آخر. |
Bu, ulusal güvenliğe zarar vermeyen sadece utanç verici bir duruma yol açan birine karşı girişilen politik amaçlı bir intikam eylemidir. | Open Subtitles | والذي يُولِد بشكلِاً سياسيّ فعلاً إنتقاميّاً، على شخصِاً لم يضُرّ بالأمن القوميّ، وإنّما سبب حرجاً. |
politik aday ve kendine gelmiş bir parti çocuğuna göre pek bir cesaretlisin. | Open Subtitles | إنّك جسور جدًّا مقارنة بمرشّح سياسيّ وفتى لهيّ مُنصلح. |
5'inci aşama, şehir yönetimi kontrolü gerektiriyor fakat bunu yapabilmek için ucuz politik yarışlara girdik gibi görünüyor. | Open Subtitles | المرحلة الـ 5 تتطلّب الهيمنة على عموديّة المدينة إلّا أنّنا مُقحمون في سباق سياسيّ حقير لإتمام ذلك. |
Olay senin ondan politik bir avantaj sağlaman değildi. | Open Subtitles | لم يكن هذا الهدف حتى تتمكن من الحصول على تفوق سياسيّ من ورائها |
18-25 yaş arası kesimdeki popülerlik oranı çok yüksek ve daha yeni politik bir danışmanla görüştü. | Open Subtitles | معدّل تقييمه بين الأعمار 18 إلى 25 لهو أمرٌ جنونيّ، ومؤخّرًا إجتمع مع مستشارٍ سياسيّ. |
Future Forward'ın politik bir sponsor olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | أتقول أنّ ذلك هُو "المُستقبل القادم"... لجنة عمل سياسيّ عظيمة؟ |
politik bir karar vermek adına özgürlüğünü kısıtlamak için bunu yapmadığından emin olduğum vakit neden olmasın. | Open Subtitles | -إلّا طبعًا إن علمت بأنّها تعرّضت لضغط دفعها للتضحية بحرّيتها في سبيل تحالف سياسيّ ما. |
Bunun politik olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ، بأن الأمر سياسيّ |
Gerçek tiyatroda, politik bir tiyatro. | Open Subtitles | مسرحٌ سياسيّ في مسرحٍ حقيقيّ. |
politik bir geçmişi var mı? | Open Subtitles | هل لديها تاريخٌ سياسيّ ؟ |
Eğer şimdi vazgeçerse siyasi kariyeri devam eder. | Open Subtitles | ينسحب الآن، ما زال يحظى بمستقبلٍ سياسيّ. |
Burada siyasi bir hastalık var. Giderilmesi gereken bir tümör. | Open Subtitles | هناك مرض سياسيّ بداخلها، ورَم من الضّروري استئصاله. |
Ki kendisi, siyasi bir rakibi ölmedikçe hiç tebessüm etmez. | Open Subtitles | عادةً يبتسم عند موت خصم سياسيّ |
İltica hakkı istiyor. | Open Subtitles | تُريد ملجأً سياسيّ |
Hiç politikacı karısı kıyafetim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ زيّ كرداء زوجة رجلٍ سياسيّ. |
Yerli bir politikacının kafasını uçurup barikatların arkasında emniyette olduğunu sanan bir düzine izleyiciyi de öldürmüştü. | Open Subtitles | لقد فجّر رأس سياسيّ محليّ، وأخرج عشرات المارّة الذي يُعتقد أنهم كانوا في مأمن خلف الحواجز ما الذي ينبغي على رجالي معرفته حيال هذا الشيء؟ |