Bu da artık, her gün sizlerin verdiği gibi gerçek vize almanın yollarını arıyorlar demektir. | Open Subtitles | هذا يعني إنهم سيبحثون عن طرق ،للحصول على تأشيرات حقيقية النوع الذي توزعونه كل يوم. |
Hayır, aciz birini arıyorlar. | Open Subtitles | لا إنهم جائعون سيبحثون عن شخص ضعيف |
Adamı arıyorlar. | Open Subtitles | . و سيبحثون عن ذلك الشخص |
Sizin gezegeniniz yok olduğu zaman sizinle bağlantısı olan olanları arayacaklar. Kimseye acımayacaklar. | Open Subtitles | سيبحثون عن الذين كان عندهم لن ينقذوا أحد. |
Bulana kadar da suçlamak için ona yakın birilerini arayacaklar. | Open Subtitles | وحتى يجدونها سيبحثون عن كبش فداء في المتناول. |
Yakında bu aracı da aramaya başlarlar. | Open Subtitles | لأنهم سيبحثون عن هذه قريباً |
Moğollar şimdi casus ve hainler arayacaklar. | Open Subtitles | المغول سيبحثون عن الجواسيس الآن بحثاً عن المتآمرين |
Herkesin yaptığını yapacaklar. Ailelerini ve sığınacak bir yer arayacaklar. | Open Subtitles | سيتصرّفون كالبقيّة، سيبحثون عن الأهل والملاذ. |
Terör gelince barışı arayacaklar ama ortada barış olmayacak. | Open Subtitles | "عندما يأتي الرعب" "سيبحثون عن السلام لكن لن يكون هناك شي" |
Daha yok, ama arkadaşlarını arayacaklar. | Open Subtitles | ليس بعد لكنهم سيبحثون عن وجه مألوف |
Kan izi arayacaklar ve bulduklarında bu onları bu mektuba götürecek. | Open Subtitles | "سيبحثون عن الدم وسيجدونه، ممّا سيقودهم إلى هذه الرسالة." |
Şu polis arabasını aramaya başlarlar. | Open Subtitles | سيبحثون عن سيارة الشرطة. |