"سيغادر" - Traduction Arabe en Turc

• gidiyor
• gidecek
• ayrılıyor
• kalkıyor
• ayrılacak
• gideceğini
• terk
• kalkacak
• gitmiyor
• gider
• gidiyordu
• ayrılacağını
• çıkıyor
• ayrılmıyor
• ayrılmayacak

Dev Toronto'ya gidiyor. Treni 15 dk sonra hareket ediyor.
سوف يغادر ديف إلى تورينتو قطاره سيغادر بعد 15 دقيقة

Numarana aşina olmayabilir o ama ben aşinayım. Hemen gidiyor buradan.
هو ربما لا يعرف لعبتك ولكني أعرفها و هو سيغادر الآن

Bak çok beklersek, benim tatlı olduğumu düşünen ve sarılmam karşılığında içki ısmarlayan barmen gidecek, ve barmaidler gelecek.
إذا إنتظرنا أطول من اللازم فإن الساقي الذي يستلطفني و يزودني بالشراب مقابل العناق سيغادر و تحل الفتاة مكانه

Yarın gece 1'de ayrılıyor. Limanının sonundan.
سيغادر مساء غدٍ في الواحدة من آخر المرفأ.

Bu tren istasyondan kalkıyor, benim tavsiyem "sen de atla".
الآن، سيغادر القطار المحطة و أقترح أن تكون من راكبيه

Salı günü bir düğüne katılacak ve sonra da şehirden ayrılacak.
انه سوف يكون في حفل زفاف يوم الثلاثاء ثم سيغادر البلاد

Ayrıca ne zaman ve nasıl gideceğini de bilmemiz lazım.
و نريد أن نعرف ايضا متى و كيف سيغادر المدينة

Gerda. Dr. Van Helsing gidiyor. Onu geçirir misin?
جيردا دكتور فان هلسينج سيغادر هل يمكن ان ترية الطريق؟

- Umarım diğerlerine de söylersin. - Hey, kremalı kara bisküvi gidiyor.
ـ أتمنى أن تخبر الآخرين ـ سيغادر بسكوت أوريو

Dünyayı görmeye gidiyor.
قولي وداعا لبيلي فهو سيغادر لرؤية العالم

Elbette yapamadın çünkü buradan gidecek bir adamla yatmanın aptalca olacağını biliyordun.
بالطبع لم تستطيعي لأنك تعلمي بأن معاشرة رجل سيغادر هو شيء غبي

- Henry, bir şey daha var. - Binbaşı Burns 24 saat içinde gidecek dedim.
ـ هنري هناك امر اخر ـ اخبرتكم ان الرائد بيرنز سيغادر خلال 24 ساعة

Almanya'ya gidecek olan 290 numaralı Experes 3 dakika içinde 1 no'lu perondan hareket edecek
بعد ثلاث دقائق سيغادر القطار السريع290، المتجه لألمانيا من الرصيف رقم1.

Sanjay Somji yarın sabah 8'de Bikapur'dan ayrılıyor.
سانجاي سوماجي سيغادر بيكابور في الثامنه من صباح الغد

Tren gardan kalkıyor ve bizim ona mutlaka yetişmemiz gerek.
هذا القطار سيغادر المحطة وعلينا أن نكون على متنه تروي

Biliyorum. Beni bir daha görmeyecek. Nefretle ayrılacak ama hayatta olacak.
،لن يرغب في رؤيتي بعد ذلك .سيغادر مملوءً بالكراهية ولكن سيكون حياً

En iyi senaryo bu - gideceğini biliyorsun.
إنه افضل موقف ممكن لأنكِ تعلمين بأنه سيغادر

Yani, bu filmi izleyen tüm Siyah Amerikalılar sinema salonlarını terk edecek.
هذا يعني أن كل أمريكي أفريقي يشاهد هذا الفيلم حالياً سيغادر المسرح

Tren 5 saat içinde kalkacak. Manzara seyretmek için iyi zaman!
القطار القادم سيغادر خلال خمس دقائق وقت طيب لمشاهدة معالم المدينة

Ve bunu yapana kadar da kimse gitmiyor, anladınız mı?
ولا أحد منا سيغادر هنا حتى نفعل ذلك فهمت؟

50 papeline girerim ki, herkesin ondan nefret ettiğini anladığında bu okuldan gider.
على 50 دولار، أقول غريب الاطوار هذا فور إدراكه سيغادر أن كل يكرهه

Üçü zaten gidiyordu. Onlarin yerine geçebilirsiniz.
بعضنا كان سيغادر , يمكنكم أخذ مكانهم

Pizza derisini haşlayacak kadar sıcak olsa da buradan mutlu ayrılacağını bilirim.
وأعلم بأنه سيغادر سعيداً حتى ولو تسببت الشريحة الحارة في سلخ جلده

Yarın sabah yola çıkıyor, kendisine ulaşmanız mümkün değil.
لذلك، سيغادر غداً في الصباح الباكر، ولا يملك وسيلة اتصال ..

Üzgünüm hanımefendi, sizi takip edenlerin kim olduğunu öğrenene kadar kimse evden ayrılmıyor.
كلا، المعذرة يا آنسة، لا أحد سيغادر المنزل حتى نعلم بالضبط من الذي يتتبعكم

Bu iş bitene dek kimse buradan ayrılmayacak.
لأنه لا أحد سيغادر حتى نجد شيئاً ملموساً