Bu kıymetli sandık içinde 14 farklı çelik kılıç yatardı. | Open Subtitles | في داخل هذه البيوت صندوقٌ بهِ أربعةَ عشرَ سيفاً فولاذياً |
Sana bir kılıç verirdim ama söylentiler geldiğinde kime karşı kılıcı kullanacağından korkuyorum. | Open Subtitles | ..لأود أن أعطيك سيفاً ولكنني أخشى أي جثة شفرته ستحصد عندما تصلك الشائعات |
Beni Köle Körfezi'ne götür, elime bir kılıç ver ederimi göstereyim. | Open Subtitles | خذني إلى خليج العبيد وضع سيفاً في يدي، وسأثبت أنني أستحق |
Taştaki kılıç değil belki ama yine de işe yarıyor. | Open Subtitles | ليس سيفاً مغروساً في صخرة لكنّه ما يزال يفي بالغرض |
Avustralya'da, bir nilüfer bir çim ağacına dönüştü. ve Havai'de, bir papatya bir gümüş kılıç oldu. | TED | فى أستراليا، تحول الزنبق إلى شجر عنب، و فى هاواي، أصبحت زهرة الأقحوان سيفاً من الفضة. |
Akılsızca kullanılırsa iki tarafı keskin bir kılıç olur. | Open Subtitles | وفي حال استخدامه بطيش فإنه يصبح سيفاً ذو حدين |
Fakat ölen hiçbir adam kılıç taşımıyordu. | Open Subtitles | لكن لا أحد من الرجال الذين ماتوا كان يحمل سيفاً |
Şey, onun gibi kalbinde kötülük olmayan bir kadın, oğlunun kılıç kaldırmasını istemeyecektir. - Babam seninle savaştı. | Open Subtitles | حسناً، أي امرأة لا تملك مثقال ذرة من شر في قلبها مثلها لا يمكن أن تريد لابنها أن يحمل سيفاً |
Hangisi daha iyi: savaş sanatları mı yoksa iyi bir kılıç mı? | Open Subtitles | أيهما أفضل، فنون القتال أو سيفاً جيداً ؟ |
Ama tılsımlı bir kılıç kuşanmış aptal bir samuray savaşçısı bana karşı koydu. | Open Subtitles | لكن محارب الساموراي الغبي يحمل سيفاً سحرياً تقدم ليواجهني |
Ama tılsımlı bir kılıç kuşanmış aptal bir samuray savaşçısı bana karşı koydu. | Open Subtitles | لكن محارب الساموراي الغبي يحمل سيفاً سحرياً تقدم ليواجهني |
Ama tılsımlı bir kılıç kuşanmış aptal bir samuray savaşçısı.. | Open Subtitles | لكن محارب الساموراي الغبي يحمل سيفاً سحرياً |
Ama tılsımlı bir kılıç kuşanmış aptal bir samuray savaşçısı bana karşı koydu. | Open Subtitles | لكن محارب الساموراي الغبي يحمل سيفاً سحرياً تقدم ليواجهني |
Dağların en yüksek tepesine sürdüm atımı ve orada, keşişler benim için büyülü bir kılıç dövmeyi kabul ettiler. | Open Subtitles | صعدت إلي قمة الجبل حيث وافقوا الرهبان علي صناعة سيفاً لي يملك سحراً كبيراً |
Gerçek kılıcı olan biriyle karşı karşıya gelirsen birbirinizin yeteneğini anlarsınız. | Open Subtitles | إذا جابهتَ رجلاً يحملُ سيفاً حقيقياً, ستدرك مقدرةَ بعضكمُ البعض. |
Dur biraz. Sakın bana birlikte geçireceğimiz ilk Sevgililer Günü için bana bir ışın kılıcı aldığını söyleme. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّك لمْ تجلب لي سيفاً مُضيئاً لأوّل عيد حبٍّ لنا معاً. |
kılıç, Kılıcım yok. | Open Subtitles | ! سيف .. لاأملكُ سيفاً |
Fakat, tılsımlı bir kılıçla kuşanmış ahmak bir samuray savaşçısı bana kafa tutmak için öne atıldı. | Open Subtitles | لكن محارب الساموراي الغبي يحمل سيفاً سحرياً تقدم ليواجهني |
Bir kılıcın, bir ruha pek bir şey yapabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لستُ واثقاً ان سيفاً سيجدي نفعاً امامَ روحٍ |
- Bana kılıcını ver. - Hepsini sen aldın. | Open Subtitles | إعطني سيفاً أنت كان معك جميع السيوف |
Ama gerçek bir savaşçının, kaderini yenmek için sadece kılıca ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | لكن محارب حقيقي يحتاج فقط سيفاً ليشقّ مصيره |
Tatlım, bu kılıçlı adamı nerede gördün? | Open Subtitles | عزيزتي أين شاهدتي رجل يحمل سيفاً |
Gözetleme yaparken sıvı tüketmek iki tarafı keskin bıçak gibidir. | Open Subtitles | الإحساس بالعطش في عمليّة مُراقبة يُعتبر سيفاً ذو حدّين على أيّة حال. |