"سيكونُ" - Traduction Arabe en Turc

    • olurdu
        
    • olacağını
        
    • girecek
        
    • olacaktır
        
    • düzelecek
        
    Ve bebek noelde uydurulmasaydı da noelde doğsaydı daha uygun olurdu. Open Subtitles وكانَ هذا سيكونُ أكثر ملاءمةً لو أنّ الطفلَ ولدَ ليلةَ الميلاد
    Eroin olurdu bu. Open Subtitles حسناً، حسناً سيكونُ ذلكَ الهيروين، إنهُ مُدمِن
    Evet, hayallerim gerçek olurdu, yemek saatinde yabancıları sinirlendirmek. Open Subtitles نعم، سيكونُ ذلكَ حلُما و تحقق مُضايقَة الغُرباء في وقتِ عشائهِم
    ama ilk tepkimin ne olacağını bilemiyorum. Open Subtitles لكني لَستُ مُتأَكِداً ما سيكونُ رَدُ فِعلي الأول
    Doktor olduğunda işlerin böyle olacağını sana anlatmazlar. Open Subtitles لا أحدَ يخبرُكِ حين تغدينَ طبيبةً أنّ الوضعَ سيكونُ بهذا السوء
    Pekala, endişelenme. Her şey yoluna girecek. Open Subtitles حسناً، لا تقلق حيال هذا سيكونُ كل شيء على ما يرام
    Gelecek aydan başlayarak kütüphaneci pazartesiden cumaya saat 1 ile 5 arası kütüphanede olacaktır. Open Subtitles أمين المَكتبة سيكونُ موجوداً في المكتبة من الساعة 1 حتى 5 مساءً من يوم الاثنين حتى الجمُعة فقط
    düzelecek yakında. Sadece birkaç soru soracaktır, tek istediği o. Open Subtitles سيكونُ على ما يرام بضعة أسئلة هذا كلّ ما سيريد
    Onları tekrar görmemek ne kadar korkunç olurdu. Open Subtitles ..كم سيكونُ سيئاً لكِ إن لم ترينهم ابداً
    Hastamız bir Arap bedevisi olsaydı oldukça mantıklı olurdu. Open Subtitles سيكونُ هذا منطقيّاً للغاية لو كان مريضُنا عربيّاً بدويّاً
    Bu 64 milyon dolarlık bir soru olurdu, değil mi? Open Subtitles حسناً ، سيكونُ هذا هو سؤال الـ64 مليون دولار ، أليس كذلك؟
    Bir otobiyografisi olsaydı, ismi bu olurdu herhalde. Open Subtitles إذا كانت لهُ سيرة ذاتيّة هذا سيكونُ عُنوانُها.
    Bana planını söyleseydin daha iyi olurdu. Open Subtitles حسناً، سيكونُ جميلاً إن أخبرتيني بِخطّتُكِ.
    Kaçmak güzel olurdu dedim ben sadece. Open Subtitles لقد كنتُ فقط أقولُ بأنّهُ سيكونُ جميلاً ذلك.
    Ben çikolata olacağını düşünmüştüm. Hatırlamıyorum bile. Open Subtitles أعتقد بأنه سيكونُ هناكَ بعضاً من الشوكولاته لم أعد أتذكر ما الذي حدث
    Ben balonun ortasında bir ağaç olacağını hiç sanmamıştım. Open Subtitles لم أظن أنهُ سيكونُ هناكَ أشجار في منتصف حفلة الرقص
    Bu işin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Open Subtitles لمْ أعتقدُ بأن هذا سيكونُ بصعوبةِ ماهو عليه.
    Sırasıyla, Tess, Tamara, Gary Maggie, Kendra, Martin, Neal ve Jim bunu eğlenceli olacağını düşündü. Open Subtitles حسب الترتيب التالي, تيس,تامارا,جاري, ماجي,كيندرا, مارتين,نيل وجيم. ظنو أن هذا سيكونُ طريفًا.
    - Her şey yoluna girecek. Open Subtitles نريد موافقتك فقط . وكل شيءٍ سيكونُ على ما يرام.
    Bunu başka birisine söyleseydim, onlar da, "Endişelenme her şey yoluna girecek." derlerdi, ama sen değil. Open Subtitles ولو أخبرتُ ذلك لأحدٍ سواك لكان قال لي: "لا تقلق، سيكونُ كلُّ شيءٍ بخير"، إلا أنت
    Evet, her şey yoluna girecek. Open Subtitles نعم، كلّ شيء سيكونُ على مايرام.
    Otoriter bir pozisyonu kaybetmek senin için zor olacaktır. Open Subtitles سيكونُ الأَمرُ صَعباً عليك مِن كَونِكَ في مَنصِب السُلطَة إلى أن يَتِم تَفتيشُكَ شَخصياً
    Herşey düzelecek. Open Subtitles فكُلُّ شيءٍ سيكونُ على ما يُرام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus