"سَألتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • sordum
        
    • istemiştim
        
    • sormadım
        
    Zekice, iyi araştırılmış sorular sordum ama bununla yüzyüze gelmek istemediler. Open Subtitles سَألتُ أسئلةَ مَبْحُوثةَ بشكل جيدَ ذكيةَ، لَكنَّهم لَمْ يُريدوا التَعَامُل معه.
    Mitch'in temsil ettiği psikiyatriste Ray'in benimle evlenmek istememesinin nedeni sordum. Open Subtitles سَألتُ تلك التي يمثلها ميتش حول عدم رغبة راي في الزواج
    Dr. Aziz'e evlendiği zaman karısına âşık olup olmadığını sordum. Open Subtitles سَألتُ الدّكتورَ عزيز إذا كان أحبَّ زوجتَه عندما تَزوّجَها
    "Ne halt ediyorsun sen?" diye sordum kendi kendime. Open Subtitles بِحقّ الجحيم ما هَلْ تَعْملُ؟ سَألتُ نفسي.
    88 göndermişsiniz, ben 85 istemiştim. Open Subtitles حَسناً، كَسبتَ ' 88, وأنا سَألتُ عن ' 85.
    Az önce, feci şekilde elimi yaktım ve nezaketen, iyi olup olmadığımı sordum kendime. Open Subtitles أنا فقط أحرقت يَدِّي وأنا سَألتُ نفسي إذا كنت بخير.
    Karısına , 2. eş olmanın nasıl bir şey olduğunu sordum. Open Subtitles سَألتُ زوجتَه ما شعورها وهى الزوجة الثانية له.
    Bir keresinde Albaya, oğlunun okulla arasının nasıl olduğunu sordum. Open Subtitles لذا سَألتُ الكولونيلعن أحوال إبنه في المدرسة؟
    Babana, ne kadar zamandır bu yeteneğe sahip olduğunu sordum. Open Subtitles سَألتُ أَبَّاكَ مُنْذُ مَتَى كَانَ عِنْدَكَ الموهبة
    Sana, onları neden öldürdüğünü sordum. Open Subtitles الذي سَألتُ بأنّك كُنْتَ، لماذا قَتلتَهم؟
    sordum çünkü sadece sizden birkaç yaş büyük gibi görünüyorlar efendim. Open Subtitles سَألتُ فقط لأن يَبْدو كما لو أن هم من فترة قصيرة بضعة سَنَوات الأقدم منك، سيد
    Monica'ya sordum çünkü, onun hayatı nasıl boş biliyorum. Open Subtitles أنا فقط سَألتُ مونيكا... ... لأنىأَعْرفُكَمْ حياتها فارغة.
    İyi misin diye sordum sadece. Open Subtitles أنا فقط سَألتُ إذا أنت كُنْتَ بخير.
    Bir soru sordum; ve işim neyse onu yaptım. Open Subtitles سَألتُ a سؤال وبعد بإِنَّني عَمِلتُ شغلَي
    Hiç bıkmadan, sordum... sordum. Ama hiç kimse beni dinlemedi! Open Subtitles وأنا سَألتُ وسَألتُ، لكن لا أحد يَستمعُ لي!
    SANA MAZERETiNi sordum MU? Open Subtitles هَلْ سَألتُ لأعذارِكَ؟
    Ben de kendime sordum; Open Subtitles لذا سَألتُ نفسي:
    Ben ciddi bir soru sordum. Open Subtitles ـ نعم سَألتُ سؤال حقيقي
    Meclise sordum, bir çok insana sordum, vergi dairesi danışmanlarına sordum, cevap veremediler, çünkü biliyorlar ki cevap verirlerse tüm Amerikan halkı bunun bir dolandırıcılık olduğunu öğrenecek. Open Subtitles سَألتُ الكونجرسَ، سَألنَا العديد مِنْ الناسِ، في آي آر إس، مساعدو مفوّضِ آي آر إس، هم لا يَستطيعونَ الإجابة لأن إذا يُجيبونَ الشعب الأمريكي سَيَعْرفُ بِأَنَّ هذا الشيءِ الكاملِ a إحتيال.
    Bir tek süt istemiştim. Open Subtitles هو كَانَ الشيءَ الواحد سَألتُ عنه.
    Hiç sen ve Christian hakkında soru sormadım çünkü bizimle ilgili sormam gereken sorularla başa çıkamazdım. Open Subtitles أنا مَا سَألتُ عنك وكريستين لأنني لا أَستطيعُ أَنْ أَتعاملَ مع كُلّ الأسئلة التي أنا يَجِبُ أَنْ أَسْألَ عننا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus