Ben de iksirlerle uğraşırım. zehir. Bir balonbalığının ciğerlerinden yapıldı. | Open Subtitles | أنا أيضاً , أهوى جمع الأشياء النادرة سُم إنه من كبد سمك البافر |
Yakın zamanlarda keşfedilen şu ki, ejder, tıpkı yılanlar gibi zehir üretiyorlar. | Open Subtitles | إكتشافات جديدة تُظهر أن للتنين سُم , كالأفعى |
zehir olsaydı küçücük bir miktar bile olsa hepsini aniden öldürürdü. | Open Subtitles | أن كان هُنالك أي سُم حتى ولو بِقدرً بسيط فعندها هو سيقتلُهم جميعاً على الفور |
Bu türün zehri, bir insanı öldürmeye yetecek güçtedir. | Open Subtitles | سُم هذا النوع فعّال بشكلٍ كافٍ .لقتل إنسان |
Bu ayin, zehirli sarı kurbağa Anura Dendrobatidae'nin derisinden yapılma bir macunla yapılıyor." | Open Subtitles | يقصدون به الأنقليس الكهربائي... عن طريق سُم مستخرج من ضفدع |
Küçük bir kapsülde sinirsel toksin içerirler. | Open Subtitles | أنها تحتوي على رأس كبسولة ذات سُم أعصاب. |
Mikey o doğruyu söyletme ilacı değil. Bir zehir. | Open Subtitles | اوه ، مايكي ، هذا ليس مصل الحقيقة بل هو سُم |
Yanına yaklaşan herkese bir zehir. | Open Subtitles | ولكن نرى حقيقتك فعلاً، سُم لكل شخص يحاول التقرب منكِ |
Şimdi, eğer sisteminde zehir varsa bu kömür ona bağlanıp, yayılmasını engelleyecek. | Open Subtitles | الآن إذا كان هناك سُم في جسمك فإن هذا الفحم سيعيقه و يمتصه من جسمك هل ستجدي؟ |
Egzotik bir zehir, aşırı doz ilaç etkisi gösterebilir. | Open Subtitles | إلا إذا كُنت تعلم إلى أين تنظر سُم غريب قد يكون مُماثل لأعراض تناول جرعة زائدة من المُخدرات |
Ya birisi alerjik reaksiyon belirtilerini taklit etmek için bir zehir tasarladıysa? | Open Subtitles | ماذا لو كان هُناك شخصاً ما قام بإعداد سُم لمُحاكاة أعراض رد الفعل التحسسي ؟ |
Scytode avını yakalamak için ağ kullanmıyor bile. Bunun yerine scytode etrafta gizlenerek avının yaklaşmasını bekliyor ve daha sonra böceğin üzerine lif benzeri bir zehir püskürterek avını hareketsiz bırakıyor. | TED | العنكبوت الباصق لا يستخدم الشبكة على الاطلاق لإصطياد الفريسة, بدلاً من ذلك يتربص وينتظر الفريسة لتصبح قريبة ثم يصيب الفريسة بالشلل عن طريق رش سُم شبيه بالخيط في الحشرة |
Şu mızraklara bak, muhtemelen hala üzerlerinde zehir vardır. | Open Subtitles | وهذه الحراب ربما مازال عليها سُم |
Hayır. Hayır, KGB karargahındaki su rezervine Amazon ağacı kurbağası zehir koymuştu. | Open Subtitles | كلا، إنه قام بتسميم مياه مقر الأستخبارات السوفيتية بواسطة سُم "ضفدع أشجار الأمزون". |
- Güçlü bir zehir hazırlıyoruz. - Evet efendim. | Open Subtitles | ـ سنقوم بتحضير سُم قوي ـ أمرك، سيدي |
Patronum bunun hem bir zehir hem de bir ilaç olduğunu söyledi. | Open Subtitles | رئيسى أخبرنى أن هذا عبارة عن سُم و دواء |
- Mine çiçeğini unutuyorsun. - Üstünde vampir zehri var! | Open Subtitles | "نسيتالدرسعن "عشب رعي الحمام، إنـّها تتناول سُم مصاصين الدماء. |
Ancak Una Mens'in zehri onun bu bölgede kalmasına neden oluyor.. | Open Subtitles | لكن سُم رجال الأونا يربطه هنا بالمنطقة |
Sentetik köygöçüren zehri imal ettiniz. | Open Subtitles | أنت صنعتَ مركب سُم فطر قبعه الموت |
zehirli öpücükten öleceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكرت بأنني سأموت من سُم قُبلة. |
Bunun anlamı yüksek seviyede toksin içerisinde yüzdüğünüzdür. | Open Subtitles | يُخبرك ذلك بأنك تسبح خلال سُم شديد السمية |
Kömür şirketi son kez peşimize düştüğünde tüfekleri, filintaları yılanın zehrini fışkırttığı gibi mermi atan şeyleri vardı. | Open Subtitles | أجل، آخر مرة سعت فيه شركة فحم وراءنا كان لديهم بنادق كبيرة وصغيرة أشياء تبصق سُم مثل السم من الأفعى |
- Kirpi balığı ölümcül bir zehirdir. Kötü bir ölüm verir. | Open Subtitles | سُم "تيترودوتوكسين" القاتل لكل شيء, إنهُ مميت ومروع |
Fare zehiri var mı? | Open Subtitles | هل لديك سُم فئران؟ |