Son altı senede ayda bir sanırım, ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ,لست متأكدّة ,مرة شهريا على مدى ست سنوات شئ من هذا القبيل |
Demir parmaklık ya da öyle bir şey görmüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا ترين قضباناً أو شئ من هذا القبيل ، أليس كذلك ؟ |
Bir daha öyle bir şey yapmaya kalkışmadı. | Open Subtitles | الآن ، إنها لم تحاول فعل شئ من هذا القبيل |
dedi. Bunların hiçbiri mahkemeye ve jüriye bir varsayım olarak sunulmadı. | TED | ولا شئ من هذا قد قيل في المحكمة كإفتراض أو تم تقديمه لهيئة المحلفين بتلك الطريقة. |
Bunların hiçbiri aslında olmadı beyler. Ve bu konuda rapor yazılmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لم يحدث شئ من هذا يا سادة ولا أريد رؤية أي تقارير عنه |
bunlar hiçbiri olmamıştı ta ki sen gelip bizim hakkımızda konuşana kadar. | Open Subtitles | لا شئ من هذا سيحدث حتي لو لاحقتني طويلاً للحديث بشأن هذا |
Veya "Kaybetmek ne demekmiş, öğreteceğim sana." Bunun gibi bir şey. | Open Subtitles | أو سأجعلك تتعلم كيف تكون الخسارة أو شئ من هذا القبيل |
Bana bir şey olursa, havaalanında durdurulursam ya da öyle bir şey bunu Fransız elçiliğinde, Gil Mousseau'ya götür. | Open Subtitles | لو حدث شئ لى , لو تم توقيفى فى المطار او اى شئ من هذا القبيل خذى هذا الى السفاره الفرنسيه الى جيل موسوه |
Onu gönüllü vasi atadılar, öyle bir şey işte. | Open Subtitles | لقد جعلوها مسؤلة عنك او شئ من هذا الهراء |
Bir daha öyle bir şey yaparsam, vur beni. | Open Subtitles | حسنا ، إذا فعلت شئ من هذا القبيل مرة أخرى أطلقوا علي الرصاص |
Bir tanesi vurucu bir adam çıktı ve diğeri sınır dışı edilmiş ya da öyle bir şey ki kimse onu bulamıyor gözüküyor. | Open Subtitles | واحد منهم يكون رجل احمق والاخرين يكونو اشبة بالمنفين او شئ من هذا القبيل يبدو انه لا احد يستطيع ان يجدها |
Ben öyle bir şey yapmadım. Senin sorunun da bu. | Open Subtitles | لم افعل شئ من هذا القبيل هذه المشكلة معك. |
Rakip firmanın ajanı veye öyle bir şey değil. | Open Subtitles | انه ليس جاسوس شركة اخرى او شئ من هذا القبيل, لذا.. |
Başına öyle bir şey gelince büyük bir karanlığa gömülüyorsun. | Open Subtitles | عندما يحدث شئ من هذا القبيل يمكن أن يدفعك نحو الجانب المُظلم |
Seni haksız yere tutuklamasaydım Bunların hiçbiri gerçekleşmezdi. | Open Subtitles | إن لم أعتقلكَ بالخطأ، لمّ كان سيحدث شئ من هذا. |
Fırsatın varken onu öldürseydin Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت قتلت هذا الشئ اللعين ، عندما سنحت لك الفرصة ما كان ليحدث شئ من هذا |
Acı çektiğin için üzülüyorum, ama gardını indirmeseydin, Bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | أنا آسف أنكِ متألمة لكن لا شئ من هذا كان سيحدث لو أنكِ انتبهتِ أكثر |
Bunların hiçbiri buraya nasıl geldiğimi ya da ne yapmam gerektiğini söylemiyor. | Open Subtitles | ليتني أعرف لا شئ من هذا يخبرني كيفية وصولي إلى هنا و ما المفترض أن أفعله |
başlangıçta 3-4 kişi yer alıyor ve bunlar ortaya bir ürün çıkarmaya çalışıyorlar. | TED | لذا فقد كانت من ثلاث أشخاص، أو شئ من هذا القبيل، ولقد حاولوا صنع منتج. |
Bu da ne böyle, kız izciler gibi bir şey mi? | Open Subtitles | هل هذا نوع من مخيم الكشافة او شئ من هذا القبيل. |
Evet, o da böyle bir şey söyledi. Tamam, bu da demektir ki hikâyenin yarısındayız. | TED | قالت نعم، شئ من هذا القبيل. حسنا، هذا يعني أننا في نصف القصة. |