"شاحب" - Traduction Arabe en Turc

    • solgun
        
    • soluk
        
    • solgunsun
        
    • beyaz
        
    • bembeyaz
        
    • solmuş
        
    • beyazsın
        
    • solgundu
        
    Kutsanmış, solgun yüzlü minik bir aziz. Open Subtitles كنت كالقديس الصغير المبارك و ذو وجه شاحب
    Orada gizemli ve solgun yaşar, trajik bir sanatçı hayatı sürerdim. Open Subtitles كنت أود فقط العيش هناك، كل شيء شاحب و غامض، مأساة فنان كبيرة
    Mürekkep, ketende solgun pembe bir iz bırakarak çıkar. Open Subtitles والحبر يغسل بسهولة من الكتان ترك وردي شاحب وصمة عار
    Boş, soluk, duygusuz bir yüz ve kapkara gözler. Open Subtitles اللذي كان وجهه ناعم , شاحب , غير منفعل وعيونه مضلمه جداً
    Çünkü çok soluk gözüküyorsun, ...ve bu senin için güzel bir renk, kırmızı. Open Subtitles لأنك تبدو شاحب وأشهب والأحمر لون رائع، إنه ممتع
    Hayır hiç iyi görünmüyorsun. Çok solgunsun, gözlerin içeri çökmüş. Open Subtitles لا, لا تبدو بخير أنت شاحب, وعيناك ضيقتان
    beyaz ekmekten dolayı bembeyaz oldun. Open Subtitles لقد اصبحت شاحب من اكل الخبز الغريب كل يوم خذ ارز
    Ne kadar solgun. Open Subtitles كان محموماً الليله الماضيه انني لا افهم هذا انه شاحب جداً
    İhtiyar kendini iyi hissetmiyor benzi biraz solgun gibi geliyor. Open Subtitles هذا الرجل لا يشعر أنه على ما يرام أعتقد أنه شاحب قليلاً
    Sanırım tansiyonundan dolayı rengi çok solgun. Open Subtitles أعتقد أنها مشكلة ضغط الدم إنه شاحب بالفعل
    Kahpe felek beni çelimsiz, tipsiz, beceriksiz ve solgun benizli biri olarak şekillendirmiş. Open Subtitles الطبيعة جعلتني هزيل و غريب الشكل ذبلان و شاحب
    İspanya'ya gidip güneşlenmen gerek. Acayip solgun görünüyorsun. Open Subtitles عليك انت تذهب الى اسبانيا و تحظى ببعض الشمس , تبدو شاحب جدا
    Hadi yat. Şeytan karartsın seni, solgun yüzlü ahmak! Open Subtitles الى السرير سود الله وجهك أيها الابله شاحب الوجه
    Diğer taraftan, ben de sıkıcı, soluk suratlı, orta yaşlı bir akademisyen bekliyordum. Open Subtitles من جهتي، توقعتك أسمر، شاحب الوجه أكاديمي في منتصف العمر
    Doğal yaşam alanı Büyük Britanya olan soluk lekeli sarı kelebek. Open Subtitles شاحب الفرشاة الصفراء خيّم . على أهالي بريطانيا العظمى
    soluk ten rengin ve sarı-beyaz saçların yüzünden diğer çocukların sana albino demesinin ne kadar kırıcı olduğunu vurgula. Open Subtitles و قم بالتشديد على كم كان مؤلم عندما كان الاطفال الاخرون ينادونك بالأمهق لأن جلدك شاحب
    Daha yüksek sesle çal soluk surat, hala perilerin vızıltılarını duyabiliyorum. Open Subtitles أرفع صوت العزف يا شاحب الوجه، فما زلت أسمع تلكَ الجنّيات اللعينات.
    solgunsun, zayıfsın ve daha da kötüleşiyor gibi görünüyorsun. Open Subtitles أنت شاحب ونحيف، ويبدو أن حالتك تسوء مع الوقت.
    beyaz ekmekten dolayı bembeyaz oldun. Open Subtitles لقد اصبحت شاحب من اكل الخبز الغريب كل يوم خذ ارز
    Birazcık rengi solmuş ama güneşin iyileştiremeyeceği şey değil. Open Subtitles إنه شاحب قليلاً، لكن يمكن لقليل من أشعة الشمس شفاءه
    Bence çok beyazsın. Open Subtitles .أعتقد أنك تبدوا شاحب جداً هل تريد واقي شمس؟
    '"Oyun başladı" dedi ama yüzü solgundu. Open Subtitles -قال لي ووجهه شاحب اللون "لقد بدأت اللعبة".

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus