| Pardon. Sen şimdi benden Chad Radwell'den mi ayrılmak istiyorsun | Open Subtitles | أنا آسف ، هل تقومين بالإنفصال عن شاد رادويل ؟ |
| Chad için zor olacak. O kadar sayamaz. | Open Subtitles | ربما ذلك يكون عسيرا على شاد فهو لا يستطيع العد إلى تلك الدرجة |
| O suçlamaları yapan kadın Chad'in kaçık müşterilerinden biriydi. | Open Subtitles | المرأة التي اتهمت شاد كانت احدى زبوناته المجنونات |
| Chad Raber muhtemelen bunun gibi kızları avlıyordur. | Open Subtitles | شاد رايبر من المحتمل أنه كان يترصد لمثلها |
| Bobby Shad bu gece burada olamadığı için onun şovunu ben gerçekleştireceğim. | Open Subtitles | بوبي شاد لم يتمكن من الحضور الليله لذا سوف اغني لكم الليله |
| Sizden Chad Raber aleyhinde dava açmanızı istemiyoruz. | Open Subtitles | أنا لا اقول لك بأن ترفعى دعوى على شاد رايبر |
| O Chad'in kazandığı her şeyi mahvedecek yalanlar söylüyor. | Open Subtitles | كانت تنشر الأكاذيب، وتحاول أن بأن تدمر ما بناه شاد |
| Kendi araştırmanız gösteriyor ki Chad Raber en az dokuz kadını taciz etmiş. | Open Subtitles | تحقيقك يقول أن شاد رايبر أغتصب تسع فتيات |
| Sonra eve bir dedektif geldi ve müşterilerimizden birinin Chad'i tecavüzle suçladığını söyledi. | Open Subtitles | ثم محقق أتى وقال لنا بأن شاد قد أتهم بالإغتصاب |
| Chad'e sana haftalık 25 dolar daha fazla verme yetkisi verdim. | Open Subtitles | انا اعطيت الصلاحية لـ شاد اعطائك 25 دولار اسبوعياً |
| Chad Sexington kılığında, karımla özel bir konuşma yapıyordum. İşine baksana sen. | Open Subtitles | كنت أتحدّث مع زوجتي على أنّي شاد سيكسينغتون) ،هل لديك مانع ؟ |
| Chad'ın kendi kendine yeten çiftliği şu an için iyi bir seçenek gibi geliyor. | Open Subtitles | شاد ... . مكتفى ذاتيا من المزرعه كأنه متأكد أنه اختار الافضل الأن |
| İyi, Chad. Çalıştırmış görünüyor. | Open Subtitles | انه جيد , شاد يبدو انه نجح فى الامر |
| Gary, Chad için velayet davası açmış. | Open Subtitles | لقد سمعت أن غاري قد طالب بحضانة شاد |
| "Chad Raber tecavüzcüdür." yazılı bir afiş yapıp o spor salonuna asmak istedim. | Open Subtitles | كنت أريد أن أصنع إعلان تقول "شاد رايبر هو مغتصب" و أعلقها فوق صالته الرياضية |
| Bunları bana Chad söyletti. | Open Subtitles | شاد أرغمني على قول هذه الأشياء |
| Dedektiflerim Chad Raber'ın ipad'ini babanın baskı dükkânının arkasında buldu. | Open Subtitles | المحققون وجدوا ال(آي باد) الخاص ب(شاد رايبر) خارج متجر أباك |
| - Ama bu seferki suçlu Chad Raber'ın ipad'ini açıp tüm videoları silecek kadar zeki. | Open Subtitles | -لكن هذا المجرم كان ذكي كفاية بأن يمحي جميع الفيديوهات التي في آي باد شاد رايبر |
| Jürinin önünde Chad Raber'ın kurbanlarına geçit töreni yaptıracağım. | Open Subtitles | سأري الضحايا شاد رايبر لهيئة المحلفين |
| Eğer Bobby Shad çalamayacaksa, çalacak birini bulmam gerek. | Open Subtitles | ان لم يتمكن بوبي شاد للغناء علي ان احضر شخص يمكنه الغناء |
| Her gece Bay Shad'ı izliyorum. Tüm şarkılarını biliyorum. | Open Subtitles | انا كنت اشاهد السيد شاد كل ليله انا أعرف كل الأغاني |
| Evet. Lem, Shade'in eninde sonunda yoluna devam edeceğini söylemişti. | Open Subtitles | أجل، قال أنّ (شاد) سيمضي قدماً بحياته في نهاية المطاف. |