Ayrıca bıyığını normalden iki gün önce düzelttirdi ve daha demin kendi kendine bir şeyler konuşuyordu. | Open Subtitles | قام بتشذيب شاربه قبل موعده بيومان ولقد كان يتحدث الى نفسه، فقط الأن |
Birisi büyük olduğu için bıyığını ıslatıyor. | Open Subtitles | يجب أن يكون شخص ما سقى لان شاربه اصبح اكبر بكثير |
Adamlar plajda bıyıklarını yağlarken, içine kum kaçmış onu da ayakkabısıyla çıkarmıştır. | Open Subtitles | الرجل يلطّخ شاربه بالشمع على الشاطىء فيتلوّث بالرمال فيزيله بحذائه |
Bir baba, polis olan ve görevini en iyi şekilde yerine getiren oğluyla gurur duyar... bıyıklarını kesemeyen le değil. | Open Subtitles | غن وةالد الشرطي يشعر ...بالفخر بولده عندما يكون مستعداً ليس فقط لحلاقة شاربه بل للتضحية بحياته مقابل واجبه |
Saçlarını uzatıp bıyık bırakması normaldi. | Open Subtitles | طوّل شعره, ترك شاربه جعل مظهره وسخاً |
Sanırım sürücünün uzun sarı saçları ve bıyığı vardı. | Open Subtitles | شعر السائق و شاربه أعتقد أنها كانتا أشقر اللون |
Bir adamla diş fırçasını paylaştığında, bıyığının tadını da öğreniyorsun. | Open Subtitles | تشارك في فرشاة الأسنان مع رجل لمدة طويلة وستتعلم طعم شاربه |
Sarışın şuna bir bak, bıyığındaki kana bak. | Open Subtitles | شقراء انظري الى هدا انظري لكل هدا الدم الموجود على شاربه |
bıyığını kesmiş! O ve o... kaltak. Ve onları durdurman gerekiyordu! | Open Subtitles | من ثم حلق شاربه هو وتلك المنحلة، وكان عليك إيقافهما |
bıyığını o halde görmenin beni üzmediğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | ألا تظنّني أتعذّب لرؤية شاربه هكذا؟ |
Adamın kendi bıyığını bulduk, biliyor musun? | Open Subtitles | و ماذا يوجد بداخله، اجزاء من شاربه |
Genç evlâdı, tılsımlı kâseyi bulmak için gölün derinliklerine dalarken Sör Romulus da pala bıyığını burkuyordu. | Open Subtitles | بينما غاص مراراً وتكراراً إلى أعماق البحيرة، سعياً وراء الكأس المسحور، لفّ السير (رومولوس) شاربه المنمق |
Rexy, parlatıldı, tertemiz oldu. Teddy bıyığını düzeltmekle meşgul. | Open Subtitles | .ريكسي) أصبح مشمع ومصقول) .و(تيدي) يحضر شاربه |
- bıyığını sevdim. | Open Subtitles | -أحب شاربه الصغير. |
Genç koruyucusu tekrar tekrar gölün derinliklerine dalıp büyülü kadehi ararken Sör Romulus gür bıyıklarını burdu. | Open Subtitles | بينما غاص مراراً وتكراراً إلى أعماق البحيرة، سعياً وراء الكأس المسحور، لفّ السير (رومولوس) شاربه المنمق |
Fausto ise bıyıklarını kesmişti. | Open Subtitles | (فاوستو) في ذلك الوقت حلق شاربه |
Gür bıyıklarını mı yoksa kamyoncu şapkasını mı? | Open Subtitles | شاربه الكثّ |
Banks kurşun geçirmez yelekle uyur, ve dün, Delahoy ona "bıyık" ismini taktı. | Open Subtitles | (بانكس) , ينام وهو يضع الستره الواقيه وبالأمس, (ديلهوي) أطلق أسم على شاربه |
İlgimi çekti çünkü bıyık bırakıyor. | Open Subtitles | أثار اهتمامي لأنه يربي شاربه |
Hayır, bence o komik bıyığı yüzündendir. | Open Subtitles | لا أعتقد بدلاً من ذلك أن السبب هو شاربه .. |
Evet, gerçek bıyığının üzerinde süt bıyığı olacak. | Open Subtitles | سيكون لديه شارب من الحليب فوق ! شاربه الحقيقي . وهذا لن يبدو سليماً |
Benimkini hala hatırlıyorum. bıyığının gıdıklaması.. ...ve nefesi, kuzunun pis kokusu gibi... | Open Subtitles | ما زلت أستطيع تذكر والدي دغدغة شاربه و أنفاسه التي تفوح منها رائحة الحملان العفنة |
Sarışın şuna bir bak, bıyığındaki kana bak. | Open Subtitles | أيتها "الذهبية" , أنظري إلى هذا أنظري إلى كل تلك الدماء على شاربه |