Umut, hayatın gösterişsiz ve gizli bir tohumudur, zamanla bir ağaç olur. | TED | وهو بذرة الحياة المتواضعة الخفيّة التي، مع الوقت، ستتحول إلى شجرةٍ كبيرة. |
Her siyaha dönen ağaç için, bu dünyaya bir şeytan geliyor. | Open Subtitles | بكل شجرةٍ تتحول إلى السواد بأمكان المزيد من الشر أن يدخل |
Ama şimdi dev bir ağaç gövdesi gibi başımda dikiliyordu. | Open Subtitles | ولكنها الآن تقف أمامي تبدو وكأنها جذعُ شجرةٍ ضخمة. |
Sonra ölü bir ağacın çürüyen dallarına çiviledik. | Open Subtitles | و بعدها سمّرناه إلى فروعٍ مُتعفّنة من شجرةٍ ميّتة |
O, dikenli bir ağaç haline dönecek ve o ızdırap veren ağacın içinde, pençelerini bütün kanını dökene kadar ona geçirecek iblisler tarafından cezalandırılacak. | Open Subtitles | ستتحول إلى شجرةٍ شائكة، وبخشبٍ للتعذيب، ستُعاقَب بالطاعون، الذين سيحفروا مخالبهم فيها، |
Boynumda iple ağaçta sallanmak da yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن شنق مؤخرتي من على شجرةٍ لعينة ضمن الإتفاق أيضاً. |
O sırada soğuk rüzgarlar içinde açmış şeftali ağacı çiçekleri babamın gözüne çarpmış. Şeftali | Open Subtitles | في ذلك الوقت، رأى والدنا أزهار دُراق تتفتّح على شجرةٍ بالرغم من الطقس البارد |
Bilmediğim tek bir yol bile yok. Tırmanmadığım tek bir ağaç bile. | Open Subtitles | لا يوجد ممرٍ لا أعرفه لا توجد شجرةٍ لم أتسلقها |
Tek yapmaları gereken soylarının devam etmesi için her yüzyılda bir tek ağaç üretmektir. | Open Subtitles | ولا يلزمها أن تنتج أكثر من شجرةٍ واحدةٍ كلّ مئة عام ...كي تخلّد |
ağaç evde elektrik olması riskli gibi geldi bana. | Open Subtitles | أشعر أنّ الكهرباء في بيت شجرةٍ |
Ne kadar güzel bir ağaç. | Open Subtitles | يا لها من شجرةٍ جميلة. |
Evinde bir ağaç tablosu olacaktı, Kens. | Open Subtitles | هنالكـ لوحةُ شجرةٍ في منزله |
İyi de bu zehirli ağacın meyvesi. | Open Subtitles | ''إنّها ''ثمرةٌ من شجرةٍ سامّة. |
Eğer karım olmaya karar verirseniz sevincim Çin'in Horai Dağı'ndaki kökleri gümüşten gövdesi altından ve meyveleri inci olan bir ağacın yakutlatla donatılı dalını bulmakla eşdeğer olur. | Open Subtitles | إن تمّ الأمر وأصبحتِ زوجتي... ستكون فرحتي كما لو أني وجدتُ... فرع شجرةٍ مرصّعٍ بالجواهر... |
Ay ışığında beyaz çiçekli bir ağaçta uyumak kadar güzel bir şey olamaz değil mi? | Open Subtitles | على شجرةٍ بيضاء مُزهرة تحت ضوء القمر, ألا تظن ذلك؟ |
Bu kaynak, sana ne olduğunu söylemiş miydi? Ben ağaçta asılı sallanırken pek bir şey paylaşacak gibi değildi. | Open Subtitles | {\pos(192,200)}لم يُخبرني الكثير عندما تركني مُتدلّياً من شجرةٍ. |
Arazideki en büyük ağacı almasan olmaz mıydı? | Open Subtitles | أكان عليكِ شراء أكبر شجرةٍ في الأرض؟ |
Bundan küçüğü Charlie Brown'un ağacı gibi olurdu. | Open Subtitles | أيّ شجرةٍ أصغر من هذه تبدو كشجيرة (تشارلي براون) |