sert bir hocaydı, insanlar bana takmış olduğunu düşünüyordu muhtemelen, ama... | Open Subtitles | كان شديداً في التدريس وقد يمحمل عليه البعض لذلك |
Ama anlıyorum, sert adam olmak istiyorsun. | Open Subtitles | لكنني فهمت انت تريد شخصاً شديداً لإنقاذ المدينة |
Onu sokabilirim ama oldukça sert geçen bir süreç. | Open Subtitles | يمكنني إدخاله إلى البرنامج ولكنه يتطلب انتظاماً شديداً |
İki kadın hayatlarını paylaştığında gerilim şiddetli olur. | Open Subtitles | يكون الضغط شديداً حينما يتشاطر إمرأتان حياتيهما |
Birden çok kurbanı ısırabilir ve şiddetli korku, bazen de açık alan korkusuna neden oluyor. | Open Subtitles | الكائن يمكن ان يعض اكثر من ضحية مسبباً خوفاً شديداً ربما خوف من الاماكن المكشوفة |
Sanırım birinden ciddi anlamda hoşlandığında insan kendini nasıl kaybeder unutmuşum. | Open Subtitles | أظنني أعرف كيف أنكِ تنسين نفسكِ عندما تحبين شخصاً حباً شديداً |
Buna rağmen büyük bir öfkeyle yaşayıp bir sürü karanlık sır saklamış. | Open Subtitles | ومع ذلك كان يعالج غضباً شديداً ويكتم أسراراً عديدة |
Bu çocuğu sert bir şekilde adam edeceğim. | Open Subtitles | سأعنف هذا الولد تعنيفاً شديداً |
sert tartışmalar ve büyük münakaşalar yaratan bir soru. | Open Subtitles | إنه سؤال يثير جدلاً شديداً وخلاف واسع |
Çin'e karşı sert olmayı Başkan seçti. | Open Subtitles | الرئيس اختار أن يبقى شديداً على الصين |
sert vurmalısın, yoksa ceza olmaz. | Open Subtitles | ها نحن نبدأ. -ذلك لم يكن صفعاً شديداً. |
Acaba çocuğa çok mu sert daVrandım? | Open Subtitles | ربما كنت شديداً على الصبي |
- Cok cok sert olmak istiyorum. | Open Subtitles | -اريد ان اكون شديداً جداً جداً |
Çok şiddetli yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | في حادث سيارة، لقد كانت تمطر، مطراً شديداً |
Ama onun için aşırı şiddetli bir büyü gerek. Öylece havadan gelmez. Taksi çağırmaya benzemez. | Open Subtitles | لكنّ البوّابات تحتاج سحراً شديداً ولا تظهر مِنْ فراغ كتلويح لسيّارة أجرة |
O sonunda orada şiddetli ağrı oldu. | Open Subtitles | كان يعاني ألماً شديداً في النهاية. |
Nota okuyamazdı ve ciddi derecede işitme bozukluğu vardı. | TED | لم يقرأ نوتة ابدا وكان يعاني ضعفاً شديداً في السمع |
Kanada yetkilileriyle iletişim kurmadan sınırı geçmek, ...şartlar ne olursa olsun, çok ciddi bir ihlaldir. | Open Subtitles | عبور الحدود بدون الاتصال بالسلطات الكندية يعتبر تجاوزاً شديداً مهما كانت الظروف. |
Oğlun, çok ciddi ve ender görülen bir hastalık geçiriyor. | Open Subtitles | يخوض ابنك اضطراباً شديداً فى النشاطات الدماغية |
Buna rağmen büyük bir öfkeyle yaşayıp bir sürü karanlık sır saklamış. | Open Subtitles | ومع ذلك كان يعالج غضباً شديداً ويكتم أسراراً عديدة |
Richards, bu yüzden seni kızartacaklar. | Open Subtitles | (ريتشاردز) سوف تلقى عقاباً شديداً على هذا |