Çelimsiz, bakımsız saçları bunalımdaki bir film yıldızı havası vardı. | Open Subtitles | كان رشيقاً, و شعره الناعم و مرتدياً ملابسه كنجوم الأفلام |
İki erkek kurbanın saçları da siyaha boyanmış, kadın olan da esmer. | Open Subtitles | كلا الضحيتين الذكور تم صبغ شعره بالأسود و الإمرأة ذات شعر داكن |
O uyurken saçını öpüp, nefesini koklamak, büyümesini izlemek nedir, hiç bilemezsin. | Open Subtitles | تقبل شعره و تشتم انفاسه عندما ينام و تراه وهو ينمو امامك |
Siyah saçlı. Puro içiyor ve genellikle hasır şapka giyiyor. | Open Subtitles | شعره أسود ويدخن سيجارا وغالبا ما يرتدى قبعة من القش |
Bu yaşta beyzbol şapkası takan bir adam görürseniz, 10'a 1, takma saç. | Open Subtitles | كلما رأيت رجلاً بهذا العمر يلبس قبعة بيسبول، فعلى الأرجح أن شعره مزروع |
Bir keresinde banyoda... saçlarını yıkarken... arkasında bir şeylerin olduğunu hissetmiş. | Open Subtitles | لقد قال لي ذات مرة في الحمّام عندما كان يغسّل شعره |
Müzisyen bir adam var. Beyaz saçları var. İyi çalamıyor. | Open Subtitles | هناك رجل يعزف هذه الموسيقى شعره أبيض، ولا يجيد العزف |
Hücresinde sonsuz günler geçirdi, güneş ışığı yoktu, bu yüzden gözleri de saçları ve sakalı kadar siyahtı. | TED | في الظلام، لذلك كانت عيناه سوداوين كسواد شعره وشاربه. |
Diğeri daha genç ve sarışın. Bayağı açık renk saçları var. - Kadınlarınki gibi. | Open Subtitles | رجل سمين ويرتدي قفازات والآخر أشقر شعره طويل |
Sence Sandy de sabah saçını bu şekilde mi yapmıştır? | Open Subtitles | هل تظن ان ساندي وضعها على شعره هذا الصباح ؟ |
Sonra cesedini bir sandığa koy, anormal saçını da başka bir sandığa koy. | Open Subtitles | ثم يتخلص منها الجسم في الجذع، والتخلص من شعره مجنون في صندوق آخر. |
Vefat edenin gerçek saçını kullanarak kişinin gerçek boyutta kuklasını yapan birini tanıyorum. | Open Subtitles | اعرف رجلا يصنع دمية على شكل الرجل الميت بحجمه الطبيعي مستعملا شعره الحقيقي |
Drake Anderson olarak tanınan bu şahıs... 1.70 boylarında, koyu kahverengi saçlı ve boynunda bir örümcek dövmesi var. | Open Subtitles | انه مشهور باسم درايك اندروسن اندرسن من 5 قدم ل 10 شعره اسود غامق يوجد على رقبته وشم عنكبوت |
Koyu saçlı, orta boylu, geçici olarak Meksika'daki bir kampta yaşıyor. | Open Subtitles | شعره داكن ومتوسط الحجم يقيم حالياً في بلدية العصر الجديد بالمكسيك |
Elimde Ray'in bir eşyası olsaydı, bir parça saç veya giysi gibi onun bir parçası olan bir şey, bebek yapabilirdim. | Open Subtitles | لو كان عندى شئ يخص راى نفسه مثل خصلة من شعره أو قميصه أو أى جزء منه أنا أستطيع تحويله لدمية |
saç modeline gelince yıllarca saçıyla savaş halinde olan birinden dinle. | Open Subtitles | خذى النصيحة من شخص كان فى حرب طويلة مع مظهر شعره |
"İndie-rock" kliği ise benden ve bir de saçlarını eliyle düzeltmeyi bırakıp yıkanana kadar görüşmeyi reddettiğim bir çocuktan oluşuyor. | Open Subtitles | فرقه اندي روك والتي بها انا وطفل اخر ارفض ان اقابله حتى عندما يستحم, لا يتوقف عن تسطيح شعره بيده |
Umarım oğlumu utandıracak kadar ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini izleyecek kadar uzun yaşarım. | TED | أنا أتمنى أن أعيش طويلاً لأحرج ابني، وأشاهد زوجي وهو يفقد شعره الجميل. |
saçına bakarak bir adama aşık olan bir kadın hiç duymadım. | Open Subtitles | لم أسمع بفتاة تمنح رجلاً الحبّ لأنّ شعره جميل |
- Dewey Crowe'un saçının teline dokunamazlar yoksa taciz olur. | Open Subtitles | ديوي : هم لايستطيعون مس شعره من رأس ديوي كرو |
Süpermen; sergimizin en yeni konusu, büyük nezaketle müzemize saçından bir tutam bağış yapmıştı, böylece onun gerçekte ne kadar güçlü biri olduğunu anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | السوبرمان، الموضوع معروضنا الأحدث، تبرّع بلطف أي ساحل شعره إلى المتحف، لذا نحن يمكن أن نرى كم قوي هو حقا. |
Evlerini arayın, adamın kanında ve Saçında kurşun taraması yapın. | Open Subtitles | ابحثوا بمنزلهم ابحثوا عن الرصاص بدمه و شعره |
Kokulu purolar içmeyecek. saçlarına briyantin sürmeyecek. | Open Subtitles | و لن يدخن السيجار الدهنى أو يستعمل الزيوت فى شعره |
Ben onun saçlarının biraz büyüyene kadar çok kısa kesilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد شعره إختصر حتى هو أكبر سنا كثير. |
- Onun saçlarından dolayı duştan çıkınca daha kirli hissediyorum. | Open Subtitles | كل مرة أخرج فيها من الحمام أتسخ أكثر بسبب شعره |
Gür saçlar, bir sürü kadın, asansörleri sever, ve kumsalda uzun yürüyüşler yapar. | Open Subtitles | , شعره كثيف , الكثير من النساء يحب المصاعد و السير على الشواطئ لفترات طويلة |
- Beni ofisine soktu, beni saçlarıyla ilgili söylediklerim yüzünden fırçalayacak sandım, tamam mı? | Open Subtitles | اذا قد قام بسحبى الى مكتبه و أنا اعتقدت انه سيعنفنى بشده بسبب هذا الشى الذى قلته بشأن شعره,صحيح؟ |
* Kim bitli kafalı ters bir cesedi seçer ki? | Open Subtitles | من يمكنه أن يختار جثة مشقلبة مع قمل في شعره |