Burada yaptıklarımız çok radikal şeyler, Sam, bu konuda hiç şüphe yok. | Open Subtitles | ما نقوم به هنا هو الراديكالية، سام، وليس هناك شك في ذلك. |
Bu notların doğruluğuna dair kafanızda hiç şüphe var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شك في عقلك أن هذه المذكرات حقيقية؟ |
PM: Tamam, bu duyguların doğrulundan şüphe duyamayız. | TED | باميلا ميير: حسنا، ليس هناك شك في صحة تلك العواطف. |
Gelmesini beklediğim paralar gelmedi ama hiç şüphem yok ki güzel Fransa'mız ve ben daha güzel günler göreceğiz. | Open Subtitles | مبالغ لا بأس بها قمت بحسابها لن تأتي قريبا و لكن أنا و فرنسا الجميلة سنرى أياماً أفضل ولا شك في ذلك. |
Osmond'un seninle konuşmaktan mutlu olacağına şüphem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي شك في أن أوزموند بسعادة مناقشة معك. |
Hiç şüphesiz hanımefendi. Altınınız rahatça 25'lik bir makineyi çalıştırır. | Open Subtitles | لا شك في ذلك سيدتي، أرضك تتسع لـ25 آله بسهولة |
eminim dinlemek hoşuma gidecek. Döndükten sonra. | Open Subtitles | لا شك في أنني أودّ الإستماع إلى هذه القصة، بعد أن نعود |
Hiç şüphe yok ki onlar da akıllara ziyan ve olasılıksız olacaklar. Ama onlar ne bizim geçmişimiz ne de bizim dünyamız değiller. | TED | لا شك في أن هذه العوالم مدهشة وغير واردة وبشكل مثير للدهشة، ولكنها لن تكون عالمنا ولن تحتوي على تاريخنا. |
Ve seçim paradoksuna göre, bunun zor bir durum olduğuna dair hiçbir şüphe yok. | TED | ومن حيث التناقض في الاختيار، ليس هناك شك في ذلك هذا مأزق. |
Göz korkutucuydu ve suçunda Kesinlikle şüphe yoktu. | TED | لقد كان مخيفاً جداً، ولم يكن هناك أدنى شك في إدانته. |
Tsarnaev suçlu, buna hiç şüphe yok. | TED | الآن، إنّ سارنييف مُدان، لا شك في ذلك أبداً. |
Buna şüphe yok, çünkü bu ilişkiye birden çok şans verdik. | Open Subtitles | ليس هنالك شك في ذلك، لأننا أعطينا علاقتنا أكثر من فرصة جيدة |
Kolejdeyken de güzel bir kızdın. Hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لقد كنت أجمل فتاة في الجامعة , لا شك في ذلك |
Kanıtlarımıza dair bir şüphem yok. Vereceğiniz karara dair de bir şüphem yok. | Open Subtitles | ليس عندي أدنى شك في إثباتنا و ليس عندي أدنى شك في حكمكم في نهاية المطاق |
Sen, bu yönetime bağlısın ve bu ülke için en gerekli kişi olduğundan şüphem yok bu yüzden, şimdilik, bırakalım geçmiş geçmişte kalsın ve işimize koyulalım. | Open Subtitles | وليس لدي شك في أن مصلحة هذا البلد تهمك من صميم قلبك, لذا، فالأفضل أن ندع الماضي للماضي، ونرى ما يمكننا عمله. |
Biz kesin surette teröristlerle konuşuyoruz, hiç şüphesiz. | TED | لابد وأننا نتحدث عن الإرهابيين، ما من شك في ذلك. |
Bilmiyorum. Ama incelemeye değer bir malzeme, şüphesiz. | TED | لا أعرف. لكن هذه أمور تستدعي التحقيق، لا شك في ذلك. |
Sen ve Clark'ın birbirinize göz kulak olabileceğinizden hiç kuşkum yok. | Open Subtitles | لا يوجد شك في عقلي بأنك أنتي و كلارك تستطيعون الأهتمام |
Bu teknoloji kontrol dışı, buna hiç kuşku yok. | Open Subtitles | التكنلوجيا غير قابلة للسيطرة لا شك في ذلك |
Lütfen, benimle diz çok, Tanrı hiçbir Şüphen olmadığını ve doğru olana inandığını biliyor. | Open Subtitles | أرجوكِ، اركعي معي حتى يعلم اللهأنهليسلديكِ.. شك في قلبكِ وتؤمني بما هو صحيح |
Kusman ve evlenmemiş annelerle ilgili ani endişenden dolayı şüphelendi. Ben nasıl anlamadım? | Open Subtitles | شك في الأمر , بين التقيؤ و القلق المفاجئ حيال الأمهات الغير متزوجات |
Bu becerinin, bir gün, genel bir askeri araç haline geleceğinden şüphesi yoktu. Kim bunu yapabilen bir orduya dalaşabilirdi? | TED | كان لا يراوده ادنى شك في أن هذه القدرة، يوما ما، سوف تكون أداة شائعة.. في الترسانة العسكرية. |
su götürmez bir şey varsa, o da burada işlerin kontrolden çıkmış olduğudur. | Open Subtitles | لا شك في ذلك، شيء ما هنا قد خرج عن السيطرة |