Buradan kuzeye, ADH'ye hareket edeceğiz ve bu dönemecin olduğu yerde saklanacağız. | Open Subtitles | من هناك, تحرك شمالا باتجاه جهاز التوجيه وجد مخبأ في هذا المنحنى |
Görünüşe göre güneş binanın o tarafında. O zaman kuzeye bakıyor olmalıyız. | Open Subtitles | يبدو أن الشمس على هذه الجهة من المبنى، لذا نحن ننظر شمالا |
kuzeye köylere ve insanlara, yada güneye ateş hattı boyunca. | Open Subtitles | شمالا نحو القـُرى والناس, أو جنوبا على طول خط النار |
Tek yapman gereken, sahile ulaşana kadar Kuzey'e doğru gitmek. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو الاتجاه شمالا لتصل الى شاطئنا |
Tamam. Kuzey, bu tarafta. Güzel. | Open Subtitles | حسنا,الان شمالا فوق ذلك الطريق حسنا, رجال, نحن مستعدون نحو التحرك للخارج |
Tekrarlıyorum, Kurtarma ekibimiz birkaç km kuzeyde, ormanın içine düştü. | Open Subtitles | قد سقطت على بعد عدة أميال شمالا فى عمق الغابة |
Doğuya gidebilir ya da kuzeye geri dönebilirdi, ama hayır, yalnızca güneye. | Open Subtitles | كان بإمكانه ان يذهب شرقا او ان يهرب شمالا لكن لا,دائما جنوبا |
Tüm birimler aklınızda bulunsun, şüphe yaya ve en son Marshall ve East Lyon kavşağından kuzeye giderken görülmüş. | Open Subtitles | بلاغ لجميع الوحدات المشتبه به على اقدامها تم رؤيتها لأخر مرة تتجه شمالا عند تقاطع مارشل و ايست ليون |
Sadece Pavne bölgesinden güvenli bir şekilde dolaşmak için önce kuzeye, sora da aşağıdaki Missouri'ye gitmek istemediğimi biliyordum. | Open Subtitles | لم اكن ارغب ان اذهب شمالا ثم شرقا عبر ميزوري من اجل الالتفاف حول منطقة هنود الباوني |
Onu kuzeye götürebilirsin, ama kız ve ben güneye gidiyoruz. | Open Subtitles | يمكنك أخذه شمالا لكنها وأنا ذاهبان جنوبا |
-Nasıl olacak? Indio'yu kuzeye gitmeye ikna et, Rio Bravo yolundan gidin. | Open Subtitles | حاول اقناع اينديو بالذهاب شمالا ثم اذهب بموازاة ريو برافو |
Indio'yu kuzeye gitmeye ikna et, ve Rio Bravo boyunca gidin. | Open Subtitles | حاول اقناع اينديو بالذهاب شمالا ثم اذهب بموازاة ريو برافو |
Şimdi gözlerini aç ve bulunduğun yerden kuzeye ve güneye doğuya ve batıya bak çünkü görmekte olduğun bütün memleketi sana ve ebediyen soyuna vereceğim. | Open Subtitles | إرفع الآن عينيك و إنظر إلى المكان حيث أنت شمالا , جنوبا , شرقا و غربا |
Şimdi gözlerini aç ve bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya ve batıya bak. | Open Subtitles | ارفع الان عينيك و انظر من الموضع الذي انت فيه شمالا و جنوبا وشرقا و غربا |
Gece yarısı kuzeye giden bir tren var. | Open Subtitles | هنالك متجه شمالا بالضبط خلال منتصف الليل |
- İki derece daha fazla.Kuzey,kuzeydoğu | Open Subtitles | خمسون درجه,انا اقول نقطتين اكثر شمالا الى الشمال الشرقى |
Panda 4 destek çağrısı yaptı Kuzey Seven Hills Yoluna giden beyaz kartal araba varmış. | Open Subtitles | فى مطاردة سياره أمريكيه بيضاء شمالا.. طريق سفن هيلز |
Courtland Caddesi'nde Kuzey yönünde hızlı takipteyiz. | Open Subtitles | نحن في مطارده سريعه متجهين شمالا ً بتجاه شارع كورتلند |
Arabayla gezmeye çıktığını biliyorum, çünkü arabası kuzeyde bir yerde bozulmuştu. | Open Subtitles | لكنني أعلم أنه ذهب في رحلة بالسيارة لأن شاحنته تعطلت شمالا |
Kalkışlar kuzeyden güneye olduğu için büyük bir ihtimalle hedef bölgemiz bu uçuş yolu boyunca uzanıyor. | Open Subtitles | منذ الإقلاع شمالا أو جنوبا نحن نراهن أن هدفنا يقع على طول هذا الطريق |
Seven Hills Caddesi'nin kuzeyinde beyaz bir arabayı takipte. | Open Subtitles | فى مطاردة سياره أمريكيه بيضاء شمالا.. طريق سفن هيلز |
Şimdi, Los Angeles'ın kuzeyine gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | الان أريدك أن تتجهي شمالا مغادرةً لوس أنجليس |
Şu sırttaki tepenin kuzeyinden ta batıya kadar... | Open Subtitles | من قمة سلسلة التلال شمالا حتى الغرب ؟ |
kuzeydeki en son masa, öğleden sonra 2'de. | Open Subtitles | الواحدة التي تقع شمالا عند الساعة الثانية |
Sen sola gidersen ben sağa ve sen sağa gidersen ben de sola giderim. | Open Subtitles | ان ذهبت شمالا فانا يمينا و ان يمينا فانا شمالا |
- Yaklaşık 280 mil kuzeyimizde. | Open Subtitles | ـ إنها على بعد 280 ميل شمالا تقريبا |