Bunlar tek bir şey tarafından belirleniyor ve o şey Güneş. | TED | يمليها شيءٌ واحدٌ بسيط، وهذا الشيء هو الشمس. |
Yapılacak tek bir şey var, firar etmek zorundayım, ve bunu da derhal yapacağım. | Open Subtitles | هناك شيءٌ واحدٌ لها عليّ أن اهرب من هنا وسأذهب فوراً. |
- Sana söylediklerimi unutma. - Sadece tek bir şey. | Open Subtitles | . تذكّر ما أخبرتُكَ إياه . شيءٌ واحدٌ فقط |
Bildiğim tek bir şey var ki... | Open Subtitles | هناك شيءٌ واحدٌ أعرفه... |
Kabul ediyorum, Nascar yarışlarının tek problemi 500 turun üzerinde olmaları yani bu noktada yapılabilecek tek bir şey var. | Open Subtitles | الآن، سأعترف بالمشكلة الوحيدة في سباقات (ناسكار) أنها تتألف من أكثر من 500 لفة، فعند هذه النقطة هناك شيءٌ واحدٌ نستطيع فعله... |