Ve bütün dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك شيء أكثر أهمية في العالم كله من الأسرة. |
İnsanlar hayatlarını kendilerinden daha önemli bir şey için riske atıyorlar. | Open Subtitles | ألم يثيرك هذا؟ بعضهم خاطروا بأنفسهم لأجل شيء أكثر أهمية من حياتهم |
çok farklı birşeye dönüştü. | Open Subtitles | شيء أكثر أهمية. |
Endişelerinizi anlıyorum. Şu an benim için en önemli şey sizin hissettikleriniz. | Open Subtitles | أسمع مخاوفك ، لا شيء أكثر أهمية لي الآن |
Tatlım, senden önemli hiçbir şey yok. | Open Subtitles | الحبيب، ليس هناك شيء أكثر أهمية مما كنت. |
Öyle de olmalı. Hiçbir şey bundan önemli değil. | Open Subtitles | يجب أن يكون كذلك لا شيء أكثر أهمية من ذلك |
Kişisel tatmin ve ihtiyaçlarını senden daha önemli şeyler için feda edebilmelisin. | Open Subtitles | يعني أنك تضحين بأحتياجاتك الصغيرة والرغبات لأجل شيء أكثر أهمية من نفسك. |
Tekrar üzerinden geçeyim, bu benim kızım. Ona her şeyden çok önem veriyorum. | Open Subtitles | للمراجعة، هذه ابنتي لا شيء أكثر أهمية لي منها |
Yapacak daha önemli işlerin mi vardı? | Open Subtitles | أنت هل كان عندك شيء أكثر أهمية لتفعله؟ |
Bana ayrıntılar verilmedi, ama görünüşe bakılırsa kendinden çok daha önemli bir şeyi içeriyor. | Open Subtitles | الآن، وأنا لم يعط تفاصيل، ولكن على ما يبدو هو في حيازة شيء أكثر أهمية حتى من هو. |
Evin üzerinde yana, neden biraz daha önemli bir şey denemiyorsunuz? | Open Subtitles | بما أن هذا على حسابنا ، لمَ لا تجرب شيء أكثر أهمية ؟ |
Müdür yardımcılığından daha önemli bir şey mi? | Open Subtitles | إنه شيء أكثر أهمية من كونك مساعد مدير .. ؟ |
Çok çalışmak önemli, ama daha önemli bir şey var. | Open Subtitles | العمل الجاد مهم، لكن هناك شيء أكثر أهمية: |
Sizin hayatınızda mesaj atmaktan daha önemli bir şey yok. | Open Subtitles | أنه لا شيء أكثر أهمية في حياتك من الرسالة النصية التي لا تحتل الأولوية لديكِ |
Ve bundan daha önemli bir şey olacağını düşünmedim. | Open Subtitles | وفقط لم أكن أعتقد وكان هناك شيء أكثر أهمية من ذلك. |
çok farklı birşeye dönüştü. | Open Subtitles | شيء أكثر أهمية. |
Hayır, demek istediğim, en önemli şey güzellik değildir. | Open Subtitles | كلا، أعني، إنه ليس شيء أكثر أهمية. |
Tanrı, inanç ve ülkenin haricinde nüfuzdan daha önemli hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | بجانب الرب،الإيمان و البلد لا شيء أكثر أهمية من التأثير |
Hiçbir şey bundan önemli değil. | Open Subtitles | لا شيء أكثر أهمية من ذلك |
Seni işitiyorum ama görüşmek istediğim daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | سمعتُك، لكن لدي شيء أكثر أهمية أريد أن أناقشه. |
Ona her şeyden çok önem veriyorum. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر أهمية بالنسبة لي. |
Ne? Yapılacak daha önemli işlerin mi var? | Open Subtitles | هل لديك شيء أكثر أهمية لتقوم به؟ |
Yapacak daha önemli işin mi var? | Open Subtitles | هل من شيء أكثر أهمية ؟ |
Ama daha önemli bir şeyi aklında tutmalısın. | Open Subtitles | لكن يجب أن تتذكّر شيء أكثر أهمية. |