Yapabileceğimiz bir şey yok. Lanet olası yanardağı durduramazsın dostum. | Open Subtitles | لا شيء تستطيع فعله، لا يمكنك وقف دموية البركان، يارجل. |
Sorabileceğin bir şey yok yanıtlayabilirim, ama yanıtlamam | Open Subtitles | ليس هناك شيء تستطيع ان تسأله لا استطيع الاجابه عليه ولكني لا اريد |
Sorabileceğin bir şey yok yanıtlayabilirim, ama yanıtlamam | Open Subtitles | ليس هناك شيء تستطيع ان تسأله لا استطيع الاجابه عليه ولكني لا اريد |
Küçük bir kızın başarabildiği bir şeyi başarmaya çalışabilirim ben de. | Open Subtitles | و أي شيء تستطيع فعلها فتاة صغيرة بإمكاني محاولة فعله أيضاً |
Sizin gibi. Her şeyi duyabilirsiniz. Her şeyi görebilirsiniz. | Open Subtitles | مثلك، تستطيع سماع كل شيء تستطيع رؤية كل شيء |
Eğer istersen, göç etmende muhtemelen bir şeyler yaparbiliriz. | Open Subtitles | اذا سألتني ؟ ؟ فانه ربما هناك شيء تستطيع فعله مع ادارة الهجره |
Mohammad, önce bir şey dile sonrada dök onları kazana. | Open Subtitles | إن بإمكانك أن تعمل أي شيء تستطيع أن تدرس وتصبح مهندسا زراعيا |
Bir çantadan çıkarılabilecek en tuhaf şey bence. | Open Subtitles | أنا اظن حقاً ان ذلك هو اغرب شيء تستطيع إخراجه من حقيبة |
Lütfen. Söyleyebileceğiniz her şey bize yardımcı olur. | Open Subtitles | رجاءً أي شيء تستطيع إخبارنا به سوف يساعدنا |
Doktor hakkında bilmek isteyebileceğin her şey bunun içinde. | Open Subtitles | ولكن هذا كل شيء تستطيع معرفته عن الدكتور |
Bir kere benim suratıma çarptı. Yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | أنا ضُربت على وجهي من قبل ليس هناك شيء تستطيع فعله ـ ـ ـ |
Benden saklayabileceğin herhangi bir şey olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان هناك اي شيء تستطيع اخفائه عني؟ |
Onun için yapabileceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك اي شيء تستطيع ان تفعله من اجلها؟ |
Senden daha iyi olduğumu göz önünde bulundurursak zaten benim bilmeyip de bana öğretebileceğin hiç bir şey yok. | Open Subtitles | مع العلم أنني أحسن منك لايوجد شيء تستطيع تعليمني إياه لا اعرفه |
Başımıza geleceklerdan kaçmak için ne senin, ne benim ne de başkasının yapabileceği bir şey var. | Open Subtitles | لا يوجد شيء تستطيع أنت أو أنا أو أي شخصٍ فعله للهرب مما سيحدث |
Bu General Shaw hakkında bulabildiğin her şeyi bulmanı istiyorum Harker. | Open Subtitles | أريدك أن تجد كل شيء تستطيع أن تصل إليه عن الجنرال شاو يا هاركر |
Onunla ilgili hatırladığınız her şeyi anlatın. | Open Subtitles | نريدك أن تخبرنا بكلّ شيء تستطيع تذكره عنه. |
Neden bize bu sabah hatırlayabildiğiniz... her şeyi anlatmıyorsunuz? | Open Subtitles | لم لا تخبرنا كل شيء تستطيع تذكره هذا الصباح |
O beş para etmez Avrupalı eline geçirdiğin her şeyi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنقل أى شيء تستطيع يداك الأوربية اللعينة الوصول إليه |
Bu konuda yapabileceğim bir şey yok ama belki sen bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | ولايمكن هناك شيء يمكنني فعله لذلك لكن ربما هناك شيء تستطيع فعله بخصوص... |
Sonunda fazladan bir sıfırı olan satabileceğin bir şeyler bulmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تجد شيء تستطيع بيعه مع صفر إضافي في نهايته ... |