"شيء في هذه" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şey
        
    • bu
        
    • şeyi
        
    Paranoyak olmam, o çantada bir şey olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles كوني موسوسة لا يعني عدم وجود شيء في هذه الحقيبة
    Paranoyak olmam, o çantada bir şey olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles كوني موسوسة لا يعني عدم وجود شيء في هذه الحقيبة
    bu elinizde bir şey olur ve öteki elinizi unutursunuz. Open Subtitles لديك شيء في هذه اليد وفي اليد الأخرى شيء ينسيك الأمر
    bu kızın derinliklerinde bir şeyler vardı ve bunu açığa çıkartmak istiyordum. Open Subtitles كان هناك شيء في هذه الفتاة أريد أن أكشف له عن نفسي.
    bu rezalet! Buradaki her şey Hughes Prodüksiyon'un özel malıdır. Open Subtitles كلّ شيء في هذه المكاتب ملكية خاصّة بهيوز للانتاج الفنى
    Ve odada her şeyiniz var, istediğiniz her şey, ama hiçbir şeyi göremiyorsunuz. TED ويمكنك ان تأخذ اي شيء في هذه الغرفة .. أي شيء تريده ولكنك لا ترى اي شيء
    Ama siz bu belgelerin en ufak bir yerinde bile beyaz yönetimin herhangi iyi bir şey yaptığını yazmıyorsunuz? Open Subtitles ولكن لا يوجد أي شيء في هذه المستندات ذكرت فيه بأن الحكومة البيضاء تقوم بأي شيء جيد
    Yiyecek kokusu alıyorum. bu torbada bir şey mi var? Open Subtitles أنا أشم رائحة طعام هل هناك أي شيء في هذه الحقيبة ؟
    bu istasyonda ruhlarımızı isteyen bir şey var. Open Subtitles هناك شيء في هذه المحطه في الحقيقه يريد ارواحنا
    bu şehirde bir şey nasıl bulunur bilmiyorum. Çok kafa karıştırıcı. Open Subtitles لا أعلم كيف تستطيع أن تجد أي شيء في هذه المدينة، إنها محيرة جداً
    Ama bu odadaki bir şey... şu telefon... televizyon.. Open Subtitles هناك شيء في هذه الحجرة أعني في هذا الهاتف
    Ormanda ağaçtan başka bir şey yok. Open Subtitles لايوجد شيء في هذه الغابات إلا المزيد من الغابات
    Bay Runyon, siz sadece bu gitarlardan bir şey çıkmaması için dua edin. Open Subtitles السيد رنيون، أنت فقط أفضل أمل أن هناك شيء في هذه القيثارات
    Şu andan itibaren, bu davayla ilgili her şey bana bildirilecek. Open Subtitles من الآن فصاعداً، كل شيء في هذه القضية يمر من خلالي
    Bana bu işte en önemli şeyin ortağına güvenmek olduğunu öğrettin. Open Subtitles أنت علمتني بأن أهم شيء في هذه الوظيفة هو الوثوق بشريكك.
    bu saniyede 160 kez gerçekleşiyor, ve eğer bu süreçte herhangi birşey başarısızlığa uğrarsa, Rezero anında yere düşer. TED يحدث هذا 160 مرة في الثانية، وإن فشل أي شيء في هذه العملية، ريزيرو سيسقط فورا على الأرض.
    bu odadaki eşyaları inşa eden kişilerle insan gibi etkileşimde bulunabildiğimiz için şanslıyız. TED نحن محظوظون لأننا قادرون على التفاعل مع الناس مثل الناس الذين بنوا كل شيء في هذه الغرفة.
    Batı'nın bu kesiminde herkes bir şeyler arıyor. Open Subtitles هناك دائماً شخص يبحث عن شيء في هذه المنطقة من الغرب
    bu şehirde her yer 24 saat açık. Open Subtitles كُلّ شيء في هذه البلدةِ مفتوح الـ 24 ِساعه.
    bu binadaki her şeyi etiketlemek için vaktin vardı. Open Subtitles لديك وقت للتدوين على كل شيء في هذه الشقة
    Her şeyi buraya koydu ki başka yere bakmayalım, daha fazla incelemeyelim. Open Subtitles وضع كل شيء في هذه الغرفة حتى لا ننظر بعيداً ولا نتعمّق في البحث

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus