| İlk baktığımda resmi çekerken Yanlış bir şey yaptığımı zannettim. | Open Subtitles | في البداية ظننت أننى فعلت شيئاً خاطئاً عندما التقطت الصورة. |
| Peki, neden Yanlış bir şey yapmadıysan neden polise haber vermedin? | Open Subtitles | إذا لم تفعلى شيئاً خاطئاً إذاً لماذا لم تتصلى بالشرطة ؟ |
| Donup kaldım, anlıyor musun? Yanlış bir şey söylemek istemedim? | Open Subtitles | تجمّدت , كما تعلمين لم أرد أن أقول شيئاً خاطئاً |
| Tamam, burada seni rahat bırakmaya çalışıyorum, ama Yanlış birşey yaptığının farkına varman lazım. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أتغاضى عن عقابك لكنك بحاجة لتفهم أنك فعلت شيئاً خاطئاً |
| O kapsüllere Yanlış bir şey koydunuz. | Open Subtitles | لقد وضعت شيئاً خاطئاً في تلك الكبسولات أعرف بأنك حزين |
| Ben duymuyorum tabii, bu yüzden Yanlış bir şey mi yaptım diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا، بالطبع، لم أفعل، لذلك كنت أتسأل إذا كنت أفعل شيئاً خاطئاً. |
| Sonra sanki hayatlarında Yanlış bir şey yapmamış gibi birinin hayatını mahvetmemişler gibi yaşamaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | و من ثم يبدأون حياتهم و كأنهم لم يرتكبوا شيئاً خاطئاً و كأنهم لم يقضوا على حياة شخص اخر لكي يحصلوا على ما بحوزتهم |
| Sana son bir kez söyleyeceğim. Ben Yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | . أقولها مرة أخري ، لم أفعل شيئاً خاطئاً |
| Sana sonra açıklarım, ama Yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | سأشرح لك لاحقاً لكنك لم تفعل شيئاً خاطئاً |
| - Özellikle Yanlış bir şey yapmamışsam. - Masumsun yani? | Open Subtitles | عندما لا أفعل شيئاً خاطئاً - أنت رجل بريء - |
| Tüm buluşmalara katılırlar aileleriyle çay içerler ve... ..asla Yanlış bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | أما النوع الثالث فهم المهووسين الذين يحضرون جميع الإجتماعات يحتسون الشاي مع عائلاتهم ولا يفعلون شيئاً خاطئاً أبداً |
| Sanki, Yanlış bir şey yaptığımda babamın baktığı gibiydi. | Open Subtitles | كما لو أن والدي ينظر إلي حينما يعتقد بأنني فعلت شيئاً خاطئاً |
| Ben Yanlış bir şey yapmadım. Ve sen kalkmış kavga çıkarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً خاطئاً أنتِ فقط تريدين المشاجرة |
| Biz Yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً |
| Biz Yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً |
| Yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | أنتِ لم تفعلِ شيئاً خاطئاً أنتِ لم تفعلِ شيئاً خاطئاً أنتِ لم تفعلِ شيئاً خاطئاً |
| Bak, Yanlış bir şey söylersen her zamanki gibi İngiliz olmanı öne sür. | Open Subtitles | إتنظري, إذا قلت شيئاً خاطئاً, فقد تعذري بأنك بريطانية, |
| Biz Yanlış birşey duymadık, senin bağırmandan başka. | Open Subtitles | لم نسمع شيئاً خاطئاً سوى صراخك |
| Benim yaptıklarımı yapınca kendine kötü bir şey yapmadığını söylemek yeterli gelmez. | Open Subtitles | عندما تفعل ما فعلته فإنه لا يكفي أن تقول لنفسك أنك لم تفعل شيئاً خاطئاً |
| Bir şeyleri yanlış yaptığımda babamın baktığı gibi. | Open Subtitles | مثل والدي حينما ينظر إلي معتقداً بأنني فعلت شيئاً خاطئاً |
| Bir yanlış yaptık şimdi de bedelini ödüyoruz. | Open Subtitles | فعلنا شيئاً خاطئاً وها نحن ندفع الثمن على ذلك |
| Operatörler bu sefer bilir, 'wow, bir şeyler yanlış gidiyor' | Open Subtitles | سيدرك حينها المشغلون أن شيئاً خاطئاً يحدث |
| Ayrıca, hata yapmışım gibi hissetmemi sağlamaya çalışarak, fazlasıyla kütahlık ediyorsun. | Open Subtitles | وأعتقد أنك وقح للغاية لتجعلني أشعر .. أنني فعلت شيئاً خاطئاً |
| Dinleyin. Eğer bir sorun olsaydı, monitör gösterirdi. | Open Subtitles | اسمعا، لو كان هناك شيئاً خاطئاً لظهر هنا |
| yanlış hiçbir şey yapmadım. Bir arkadaşım adımı kullandı... | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً خاطئاً ... صديقي إستخدم إسمي لـ |