| Sanırım bazı hareketlerinin sizin hoşunuza gitmemesi kötü bir şey değildir | Open Subtitles | ولكن يكون شيئاً سيئاً لو تعلمتم القليل من سلوكياتهم يا أولاد |
| Bence çok kötü bir şey yaptın ve şimdi bunun bedelini hayatınla ödeyeceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك فعلت شيئاً سيئاً جداً وأنت الآن سوف تدفع حياتك من أجله |
| Hemen aklına gelmiyorsa o kadar da kötü bir şey yapmamışsındır. | Open Subtitles | يجب أن تجيب بسرعة، وإلا فإنك لم تفعل شيئاً سيئاً جداً. |
| Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
| O kızı ispiyonlamaya gittiğin zaman kötü şeyler olacak demiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتك عندما اردت التجسس عليها ان شيئاً سيئاً لابد ان يحدث |
| Onun kafasında, kötü birşey yapmıştım... ama benim kafamda kötü birşey yapmadım. | Open Subtitles | في تفكيره، قد إرتكبت شيئاً سيئاً لكن في تفكيري لم أرتكب أي شيئ سيئ |
| Bu saçmalıkla başa çıkmak zorunda kalan bendim ve hiç kötü bir şey olmadı. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي يجب عليها أن تعيش مع هذه الشئ المرعب و لم يحدث شيئاً سيئاً |
| Bellingham'a çok kötü bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | وقد فعلوا شيئاً سيئاً جداً في حق بيلينجهام. |
| Bu eski yöntemler gerçek duyguları ifade etmenin kötü bir şey olarak algılandığını gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الممارسات القديمة توضح أن إظهار المشاعر الحقيقية كان شيئاً سيئاً |
| Burası Cehennem Ağzı. Aşağıda kötü bir şey var. | Open Subtitles | هذه فوهة الجحيم يوجد شيئاً سيئاً هنا بالأسفل |
| Sıkıcı geldiğinin farkındayım ama güven bana, son zamanlarda yaşadıklarımdan sonra biraz sağduyu, o kadar da kötü bir şey değil, Bee. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر يبدو مملاً لكن ثقي بي بتفسير السبب الإحساس السليم ليس شيئاً سيئاً |
| Eğer kötü bir şey varsa, bu Tanvi ile ilgili olmaz. | Open Subtitles | إذا كان شيئاً سيئاً فمستحيل أن يكون صحيحاً مع تانفي |
| Herif çok harikaydı. kötü bir şey yapacağını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | هذا الرجل رائعاً، لا أتخيل أنه قد يقترف شيئاً سيئاً |
| Çünkü... okulda anneciğine çok kötü bir şey yapan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | لأن.. هناك من فعل شيئاً سيئاً جداً لماما |
| Bak, biraz bencilleştiklerini biliyorum ama ölmeyi hak edecek kadar kötü bir şey yapmadılar. | Open Subtitles | انظري ، أنا أعترف أنهم أصبحوا أنانين قليلاً لكن هذا لا يعني أنهم فعلوا شيئاً سيئاً يكفي لأن يموتوا من أجله |
| Evet, bu kötü bir şey olur ayrıca onu bulmak için zamanımızın azaldığı anlamına da gelir. | Open Subtitles | نعم ، هذا سيكون شيئاً سيئاً جداً وهذا سيعني أيضاً أن الوقت نفذ منا للبحث عن ذالك |
| Ona kötü bir şey söyleyip onu kızdırdın, o da gitti mi? | Open Subtitles | هل قلتي شيئاً سيئاً ؟ جعله يغضب ؟ جعله يغادر ؟ |
| Anneme kötü bir şey yapmamış olsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل لكِ بان لا تكوني فعلتِ شيئاً سيئاً لأمي |
| Dr. Foreman özür dilediği zaman kötü bir şey olacağını anladım. | Open Subtitles | كلا عندما اعتذر لي د.فورمان خمّنتُ أنّ شيئاً سيئاً سيحدث |
| Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
| Sessiz olacağından emin olmak için, kötü şeyler yapabilir. | Open Subtitles | و لكي يضمَن سكوتَك، يُمكنُ أن يفعلَ شيئاً سيئاً |
| Eğer kötü birşey bulursan, lütfen pozitif yanlarını söylemeye çalış. | Open Subtitles | إن وجدتي شيئاً سيئاً جداً فحاولي أن تدوري حوله بشكل إيجابي |
| baba beni annemin olduğu yere götürmelisin, yoksa gerçekten kötü birşeyler olacak ona | Open Subtitles | أبي؟ يجب أن تأخذني إلى حيث أمّي، أو أن شيئاً سيئاً سيحدث لها |