böyle bir şey olabiliyorsa o zaman hiç bir şeyden emin olamam. | Open Subtitles | لو ان شيئا مثل هذا يمكن ان يحدث عندها,قد يحدث اى شئ |
Eh, hayatımda böyle bir şey görmedim. Yaşlı babanla böyle konuşmak. | Open Subtitles | أنا لم أر قط شيئا مثل هذا من قبل لي الحياة. |
böyle bir şey söylemek çok 2000'ce seni küçük pislik ! | Open Subtitles | قل شيئا مثل 2000 و شيئ في 2009 أنت مؤخرة غبية |
Bu ülkede boşanma oranları, evli kadınların dökümü okuyup kocalarının misal nokta nokta gibi bir şey satın aldıklarına bakmamasına rağmen de oldukça yüksek azgınasyalıfahişeler. com gibi. | Open Subtitles | مستوى الطلاق عالي نوعا ما في هذا البلد بدون زوجات تفتحن الكشف على البطاقة المصرفيه ويرون ان ازواجهن اشتروا شيئا مثل |
Bir daha bunun gibi bir şey yapmamız gerekmeyecek. Bunun gibi bir şey yapman gerekmeyecek. | Open Subtitles | ليس علينا فعل شيء مثل هذا ثانية لن تفعل شيئا مثل هذا |
Dürüst olmak gerekirse, Böyle bir şeyi hayatım boyunca görebileceğimi sanmıyordum. | Open Subtitles | صراحة لم أكن أتوقع أن أرى شيئا مثل هذا في حياتي |
Bu yolda daha önce de böyle bir şey görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت شيئا مثل هذا على هذا الطريق من قبل. |
Tabii, siz böyle bir şey söyler söylemez insanlar bunun imkansız olduğunu söylerler, ve bu Suzuki tarafından da söylenmişti. | TED | بمجرد أن تقول شيئا مثل هذا يخبرك الجميع انه أمرً مستحيلً وهذا ما قاله سوزوكي |
Balık gibi ayıklanmış hiç böyle bir şey görmemiştim. | Open Subtitles | مثل اصطياد سمكة بالحربة لم أرى شيئا مثل هذا من قبل |
Sence, seninle konuşmadan böyle bir şey yapar mıyım? | Open Subtitles | هل تعتقد انني سأفعل شيئا مثل ذلك دون ان الحديث اولا؟ |
Dünyanın dört bucağını dolaştım ama, inanın bana, hiç böyle bir şey görmedim! | Open Subtitles | لكني سافرت إلى اركان العالم الخمسة ودعوني أخبركم لم ار شيئا مثل هذا من قبل |
Onunla tekrar arkadaş olmamız için böyle bir şey olması gerekti. | Open Subtitles | أخذ شيئا مثل هذا لي وله لنكون أصدقاء مرة أخرى . |
- Daha önce böyle bir şey denemedim ama belki hormon terapisi gibi bir şey işe yarayabilir. | Open Subtitles | لم أجرب شيئا مثل هذا من قبل لكن احيانا ربما العلاج الهرموني ينفع |
Robert'ın sehpasında biblolar var gibi bir şey söylemiş olabilirim. | Open Subtitles | ما كنت لأقول ذلك ...كنت لأقول شيئا مثل روبرت يملك زينة جميلة على الرف |
Zaman yolculuğu gibi bir şey. | Open Subtitles | ...و المستقبل تخطى حواجز الزمن. ستكون شيئا مثل رحلة الى الماضى. |
Ölmeden hemen önce her şeyi berbat ettiğini çocukların onların elinde olduğunu ve köpeğin gömülü olduğu yer gibi bir şey söyledi. | Open Subtitles | فقط قبل أن يموت فقد قال أنه أخطأ ... و أن الأطفال لديهم و شيئا مثل أن الكلب مدفون هناك |
Belki duyarsın "Seni seviyorum." Bunun gibi bir şey işte bilirsiniz. | Open Subtitles | وربما سمعت "أحبك" او شيئا مثل ذلك, أتعلم |
Böyle bir şeyi tahmin ediyordum, ama bu kadar çabuk yapacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد تخيلت شيئا مثل ذلك ولكن لم أتخيل أن يفعلوها بهذة السرعة |
- Aynı zamanda da Notorious... - Beni mi suçluyorşimdi? Böyle bir şeyi yapacağımı nasıl söyler? | Open Subtitles | الأن هو يلقي اللوم علي كيف له ان يقول ذلك انا لا افعل شيئا مثل هذا |
Çünkü marul gibi bir şeyi sistemde kaybettiğimizde, sadece biraz önce açıkladığım gibi yaşam döngüsü sonundaki etkiye sahip olmayız, aynı zamanda o marulu büyütmek durumunda oluruz. | TED | لأننا عندما نفقد شيئا مثل الخس من النظام لن يكون لدينا فقط ذلك التأثير الذي بينته في نهاية الحياة و لكننا توجب علينا ان نزرع الخس |
Ama o reddetmiş. Kesinlikle öyle bir şey yapmadığını iddia etmiş. | Open Subtitles | لكن ذلك الشخص رفض الفكرة ادّعى أنّه لم يفعل قطَ شيئا مثل ذلك |
Eğer, bu adama nasıl olduğunu sorsaydın "iyiyim" demek yerine Şöyle bir şey söylerdi: | Open Subtitles | لو سألنا هذا الشخص كيف حالك لن يقوم جيد سيقول شيئا مثل |