| Pers Prensi, nadide hazine arayışıyla Şiraz çarşısına gelmişti. | Open Subtitles | وفى البحث عن الكنز النادر الأمير الفارسى جاء إلى أسواق شيراز |
| 30 derece kuzeyde, Ürdün'ün Akaba ve İran'ın Şiraz kentlerinden başlayıp batıya doğru gidiyor. | Open Subtitles | ثلاثون درجة شمالاً ثم غرب "العقبة" في "الأردن" و"شيراز" في "إيران" خط عرض الخيل |
| Şiraz'dan Tahran'a giderken, annemin korunması için Ayet el-Kürsi'yi okumuştum. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت فى الطريق " من " شيراز " إلى " طهران تلوت أية الكرسى |
| Ama aradın, geldim ve arkadaşımız Shiraz'ı da getirdim. | Open Subtitles | ولكنكِ اتصلتِ فأتيت وأحضرت صديقنا العزيز شيراز |
| Etiketinde baykuş olan 2011 Avustralya Shiraz'ı, değil mi? | Open Subtitles | نبيذ شيراز أسترالي من عام 2011 ذو بومة على الملصق ، صحيح؟ |
| Shah-e-Cherach (Kutsal Türbe) Anıtkabiri Shiraz, İRAN | Open Subtitles | ضريح شاهجراغ: السيد أحمد إبن الإمام موسى الكاظم شيراز - إيران |
| babanı kaybettin Shiraza gittin, müzik eğitimi aldın | Open Subtitles | وفي عمر الـ21 ذهبتَ إلى شيراز لدراسة الموسيقى. |
| Şehrimiz olan Şiraz'dan Tahran'a yolculuk yaptık. | Open Subtitles | سافرنا من مدينتنا شيراز إلى طهران |
| Şiraz'da gerçekleştiğine dair haber böyle yayıldı. | Open Subtitles | و هو حدوث حفلة كهذه فى مدينة شيراز |
| Sen masana oturup... yeni Şiraz şarabını dene, bırak da restoranla Lance ilgilensin. | Open Subtitles | جَرِب أنت ال"شيراز" الجديد و اجلس على طاولتك و دع (لانس) الطيب العجوز يهتم بالمكان |
| 2005'te Mojtaba Şiraz'da Mehrdad diye bir adamla bir evlilik töreni gerçekleştirdi | Open Subtitles | (فى عام 2005 أقام (مجتبى حفل زفاف فى مدينة شيراز (مع شاب يدعى (محرداد |
| Bu bir Şiraz'dı değil mi? | Open Subtitles | لقد كان شيراز , صحيح ؟ |
| Başkan Şiraz'ın Amerika ziyareti nedeniyle mi? | Open Subtitles | و الرئيس (شيراز) في طريقه لزيارة الولايات المتحدة ؟ |
| Başkan Nussir Şiraz'ın Amerika ziyaretine karşı çıkıyor. | Open Subtitles | (الرئيس (نصير) مُعارض تماماً لزيارة (شيراز إلى الولايات المتحدة الأمريكية. |
| Özellikle de Şiraz ziyareti arifesinde ve gelmiş geçmiş en önemli barış görüşmeleri varken. | Open Subtitles | (ليس في أمسية زيارة (شيراز ومحادثات السلام الأكثر أهمية في الذاكرة الحديثة. |
| İyi bir Shiraz. Her yudumu mükemmel. | Open Subtitles | انها نوع جيد شيراز مناسبة للاسقاط |
| Oğlu Shiraz'la konuşmaya geldi. | Open Subtitles | لقد جاءت لتتحدث إلى إبنها شيراز |
| Bir kadeh Shiraz şarabı ve bir çörek tercih ederim. | Open Subtitles | أحبذ كأس بيرة " شيراز " وبعض الدونات |
| Chilean Cabernet veya Aussie Shiraz alabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، هناك (كابيرنت) تشيلي أو (شيراز) استرالي |
| Güzel, küçük oğlum Shiraz. | Open Subtitles | إبني الحبيب شيراز |
| Çünkü Shiraz'ım öyle söylüyor. | Open Subtitles | لأن إبني شيراز أخبرني بذلك |
| 21 yaşında annesi onu Shiraza gönderdi. | Open Subtitles | في عمر الـ21, أرسلته والدته إلى شيراز. |