"صائباً" - Traduction Arabe en Turc

• Doğru
• haklı
• yanlış
• dogru
• doğruydu

Bu Doğru değil, efendim. Burada soğuktan ölüyorum. Doğru değil.
هذا ليس صائباً ياسيدي.سألقى حتفي من البرد هنا.هذا ليس صائب.

Önceleri zamazingonu kesmeyi düşündüm ama pek Doğru gelmedi dostum.
أتعلم, فكرت بتقطيعك لأشلاء صغيرة ولكن هذا لايبدو صائباً, ياصاحبي

Siz Doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyorsunuz, dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, bende öyle.
أنت تفعل فقط ما تظنه صائباً وبصرف النظر عما تؤول إليه مثلي تماماً

Tartışmak seni haklı kılmaz.
ذكرك لهذا الأمر باستمرار لا يجعل كلامك صائباً.

Ona baktığımda, onda gördüğüm her şey bana yanlış geliyor.
حينما أنظر إليه كل ما أراه فيه لا يبدو صائباً.

Çünkü o bir dogru ve bir yanlis yol olduguna inaniyor?
لأنه يعتقد أن ثمة طريقاً صائباً وطريقاً خطأ؟

Ama Doğru olmayan bir şeyler görürsen kaç ve kendini kurtar.
لكن, اذا رأيتِ أبداً شيء ما لا يبدو صائباً أركضي للتلال

Şehir onu çiğneyip bir kenara tükürüverir. Hiç de Doğru değil adamım.
المدينة تمضغه ومن ثمّ تبصقه لا يبدو الأمر صائباً ، يا رجل

Hayır, Dean Doğru olanı yaptı aslında. Onunla gurur duymalısın.
ما تقوم به ليس صائباً يجب أن تكون فخوراً به

Bana hiç şans vermeden o hep Doğru olduğuna inandığı şeyleri yaptı.
إنها تفعل فقط ما تخاله صائباً وربما عليكِ أن تمنحيها بعض الحرية.

Doğru bir şey yaptığında kendini iyi hissedersin, yanlış bir şey yaptığında kendini kötü hissedersin.
تشعر بالفخر عندما تفعل شيئاً صائباً ، و تشعر بالضيق عندما تفعل شيئا خاطئا.

Unutma ki bunun Doğru olmadığına...
تذكّري، إذا شعرتِ أنّ هذا الأمر ليس صائباً ..

O golü kasten yemen Doğru muydu peki?
أكان فعلاً صائباً أن تدعهم يحرزون هدفاً فيك متعمداً؟

Güzelmiş, ama ben evliyim beyler. Bunu yapmam Doğru değil.
إنها جميلة، ولكنّني متزوج يا قوم وهذا ليس صائباً

Bu Doğru bir hareketti ve bence herkesçe kabul görmüştü.
لقد كان هذا قراراً صائباً و أعتقد أن الجميع وقتها أدركوا هذا

Bu iş için Doğru kişiyi seçtiğimden neredeyse emindim,...
لقد كنت شبه متأكد بأن اختياري لك كان صائباً

Bilmeni istiyorum ki haklı bir hareket de değil.
حسناً , أريدكِ أن تعلمي فحسب بأني لاأعتقد إن ذلك صائباً أيضاً

Artık bu sefer çoğu zaman haklı olduğumu kabul edersin.
آمل أنك تلقنتِ الدرس في الغالب أكون صائباً

Nasıl tiroit hakkında yanılıp kaza konusunda haklı olabilirim?
كيف يمكن أن أكون مخطئاً بشأن الدرقية لكن صائباً بشأن الحادث؟

Bu az veya çok meselesi degil. Sadece dogru seyi hissetme meselesi.
لا علاقة لهذا بأقل أو أكثر أنا أفعل ما أراه صائباً

Kimin fikri doğruydu bilemeyiz -çünkü benimki dinlenmedi.
لا نعرف من كان رأيه صائباً أكثر لان رأيي لم يُؤُخذ به.