Buraya gelmeden önce sana nasıl davranacağımız hakkında kesin kurallar koydun. | Open Subtitles | قبل ان نتركك أصدرت بروتوكولات صارمة كيف ان نتعامل معك |
Doktor akşama kadar dinlenmeniz için kesin emir verdi. | Open Subtitles | أوامر الدكتور صارمة ألا تقلق حتى هذا المساء |
Futbol sert bir spor dostum ama ben şiddet yanlısı bir adam değilim. | Open Subtitles | أجل. أعني ، أن كرة القدم رياضه صارمة قاسية ولكنيّ لستُ بشخص العنيف. |
O kızları geri getirmek için ne yaptıklarına dair sert sorular sorduk. | TED | وقمنا بطرح أسئلة صارمة حول تجهيزاتهم سعياً لاستعادة الفتيات المخطوفات. |
Ve dahası kurallarımız çok katıdır. Üst Dünya'ya ait maddelerle çalışacaksınız. | Open Subtitles | القواعد صارمة جداً هنا كما تعلم ستعمل بمواد من العالم الأعلى |
Göstermez, ama şimdi elimizde yeni ipuçları oluştu. kesin emir verdi. Rahatsız edilmek istemiyor. | Open Subtitles | هذا صحيح لكني أقول أن لدينا مباراة كبيرة أوامر صارمة لا يريد إزعاج |
İşlerimizi düzgünce halledebilmemiz için bazı kesin kurallarımız olduğunu anladığınıza eminim, değil mi? | Open Subtitles | أنا متأكد أنك تتفهم أن لدينا قواعد صارمة و هى ضرورية لإدارة المنشأة بسلاسة إتفقنا؟ |
Bu İlişki Ticaret komitesi'nin koyduğu... kesin bir kural. | Open Subtitles | هذا قاعدةٌ صارمة في مجال التجارة في الجماع |
Yüce Jim kesin talimat verdi. FBl giremez. | Open Subtitles | جيم الكبير أصدر أوامر صارمة لا مباحث فيدرالية |
Sorgu yargıcına kesin talimat verdiğini söylediler. | Open Subtitles | يقولون أنك أعطيت الطبيب الشرعي تعليمات صارمة |
Biz Eğer bu kez müzakere kesin emir altındadır. | Open Subtitles | نحن لدينا أوامر صارمة بأن لا نفاوضكم هذه المرة |
Sonunda sert konuşan, katı fikirli, acımasız, anlayışsız, kızgın, sevimsiz ve çoğunlukla düpedüz kaba biri oldum. | TED | وقد أصبحت صارمة بالكلام، وحازمة، وعنيدة، وغير رحيمة، ومتفائلة بشكل غير معقول، وغير متعاطفة، ولئيمة في كثير من الأحيان. |
Bana bir zamanlar okuldayken tanıdığım çok sert bir matematik öğretmenimi hatırlatıyor. | TED | إننى أشعر مثلما شعرت من قبل تجاه إحدى معلماتى سابقاً حيث كانت صارمة |
Ìçeri davet etmek isterdim ama bayan Roberts çok sert biri. | Open Subtitles | أتمنىبأننيأستطيعأنأطلب منكالدخول، لكن السيدة روبرتس صارمة جداً |
Büro küçük değişikliklere izin verir ama sonunda parametreler çok katıdır. | Open Subtitles | المكتب يسمح للاختلافات الطفيفة، ولكن في النهاية تلك التغيرات صارمة للغاية |
Özür dilerim efendim ancak bu konuda çok katı kurallarımız... | Open Subtitles | أنا آسف يا سيدي و لكن لدينا هنا قوانين صارمة |
Devamlı etrafı tarayan bir dozölçeriniz olmalı, devamlı bir hükümet görevlisiyle olmalısınız, acımasız radyasyon kuralları ve sürekli kirlilik izlemesi var. | TED | عليك ان تحسب جرعات الأشعاع علي الدوام وعليك أن تنبه الحكومة دوما وهناك قواعد صارمة خاصة بالإشعاع ورصد التلوث المستمر. |
Biliyorum fakat sen oldukça kararlı, seksî ve ne istediğini bilen bir kadınsın. | Open Subtitles | -أعرف .. لكنك بديت سيدة أعمال قوية ، مثيرة صارمة وجادة |
Kendisi bayağı serttir. | Open Subtitles | تبدو صارمة كان لزاما عليها ان تكون كذلك |
Ama çaresiz kalmış olmalı çünkü o zamanlar tarikatta birçok eski uyuşturucu bağımlısı vardı ve Visualize uyuşturucu konusunda oldukça katıydı. | Open Subtitles | لأنه هناك الكثير من المدمنين السابقين في الكنيسة آنذاك لأنّ المجموعة كانت صارمة جداً حيال المُخدّرات. |
otoriter bir baba olmazsa, genç bir adam her an hapse bile girebilir. | Open Subtitles | بدون شخصية أبوية صارمة يمكن للشاب أن يكون مصيره السجن |
Maalesef,korkarım durumumuza yapılan sabotaj ciddi bir acıyla cezalandırılmalı. | Open Subtitles | لسوء الحظ أعتقد أن هناك عقوبة عقوبة صارمة علي وجه الدقة لتخريب أملاك الدولة |
Evet, ama vasiyetname onayı konusundaki tesadüfler için kurallar oldukça sıkıdır. | Open Subtitles | نعم، ولكن قواعد الطوارئ للوصايا صارمة جدًا |
İngiltere'de çok sıkı silah yasaları var biliyorum. | TED | المملكة المتحدة لديها قوانين صارمة حول حيازة الأسلحة. |
- Neden titiz bir araştırmaya izin verilsin ki kucaklanacak bir kitle piyesi... - Çünkü Bay Silver ve kazanılacak o kadar para varken? | Open Subtitles | لماذا يسمح بدراسة صارمة بينما العامة سيعتنقون هذا ويجنى من ورائه مال كثير؟ |
Zorlayıcı seçimler ve sorumluluk olmadan başka birisi bütün kararları sizin yerinize verse. | Open Subtitles | شخصٌ آخر يصنع جميع القرارات لكِ لا خيارات صارمة ولا مسئوليات |
Üniversitelerinin araştırma kurulları tarafından belirlenmiş içerik ve gizliliğe dair katı kurallar altındalar. | TED | إنهم يخضعون لقواعد صارمة للغاية، يحكمها مجالس مراجعة البحوث الجامعية عندما يتعلق الأمر بالمحتوى والسرية، |