Şimdi temmuzda, malı alıyoruz ve yüzde doksan Saf çıkıyor. | Open Subtitles | الآن في يونيو ، عندما أخذنا المخدر كان مذاقه صافٍ بنسبة تسعون بالمئة فقط |
Sana Saf, karşılıksız sevgiyi hissettiren neyse, onun peşinden git. | Open Subtitles | وتكتشف ما يجعلكَ تشعر بالحبّ حب صافٍ وغير مشروط، وتأخذه كإجابة |
Onun dünyasındaki şeyler benimkinden daha farklıydı. Biz aşkın Saf ve ömür boyu olduğuna inanırız. | Open Subtitles | الأمور كانت مختفلة في عالمها عن عالمي نحن نحب أن نعتقد أن الحب صافٍ وبلا حدود |
Şehirde yaşayanlar tatillerinde Temiz hava ve deniz için buraya gelmekten hoşlanırlar. | Open Subtitles | سكان المدينة يحبون هذا المكان فالهواء صافٍ والأجواء هادئة في الإجازة |
Bu kişi buraya Temiz bir kalple gelmedi. | Open Subtitles | حسنـًا، هذا الشخص لم يأتْ هنا بقلبٍ صافٍ |
Beyaz Loca arayışlarının arkasında yatan sebeplerin ideolojik olarak Temiz olmadığını kabullenmeliyim artık. | Open Subtitles | عليّ الاعتراف الآن بأن دافعهم وراء البحث عن "الهوّة البيضاء" ليس صافٍ من حيث الفكر. |
Fikrim çok açık. | Open Subtitles | ضميري صافٍ |
Ben vücudumun her 2 yanından Saf kötülüğü çıkarmak için üç haftadır uğraşırken, sen vodka mı içiyorsun? | Open Subtitles | خرج شرٌّ صافٍ من كلا نهايتي جسدي طيلة 3 أسابيع، و أنتِ تحتسين الفودكا؟ آسفة. |
Kat kat artırılmış, kana bulanmış Temiz ve Saf korku dolu. | Open Subtitles | نقي, صافٍ, مرعب, ضخمٌ جداً ونادر |
Kat kat artırılmış, kana bulanmış Temiz ve Saf korku dolu. | Open Subtitles | نقي, صافٍ, مرعب, ضخمٌ جداً ونادر |
Saf şerbet! | Open Subtitles | رحيق، رحيقٌ صافٍ |
- Ruhları kaçırıyor, ama Saf olmalı. | Open Subtitles | لكن يجب أن يكون صافٍ أسرع |
Saf demir, kahretsin. | Open Subtitles | حديد صافٍ. اللعنة! |
Saf aşkın küçük bir dokunuşu toprağı yutup Pamuk Prenses'i uyandırdı ve karanlığı aydınlattı. | Open Subtitles | اندفعَتْ نبضةُ حبٍّ صافٍ'' ''... و غمرَت الأرض فأيقظَتْ (سنو وايت'') ''.و |
Saf bir aptallıktı. | Open Subtitles | غباء صافٍ |
Temiz bir kafa ve merhamet ile yönetmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب علينا القيادة بعقل صافٍ ورحمة |
Onun Temiz bir kalbi vardı. | Open Subtitles | كان ذو قلب صافٍ |
Li Nehri Temiz akar. Yuan Nehri uzundur. | Open Subtitles | " نهر ( لي ) يجري بشكل صافٍ نهر ( يوان ) طويل " |
Vicdanınız rahat ve Temiz bir zihniniz var. | Open Subtitles | بضمير مرتاح بعقلٍ صافٍ. |
Fikrim çok açık. | Open Subtitles | ضميري صافٍ |