İyi bir insandı bu dansçıların her biriyle tek tek ilgilenirdi. | Open Subtitles | كان رجلاً صالحاً وقد كان يهتم لكلّ راقصة من تلك الراقصات |
Yalan söyledim, çaldım ve yine de iyi bir insan olduğuma inandırdım kendimi. | Open Subtitles | أقصد، لقد كذبتُ، وسرقتُ، ولقد خدعتُ نفسي بالتفكير أنّي ما زلتُ رجلاً صالحاً. |
İyi bir adam olduğu ortada baksana, buradaki insanlar onun şerefine içiyorlar. | Open Subtitles | واضح أنه كان رجلاً صالحاً. في ظل تواجد كل هذا الحضور لتكريمه. |
Ama bence bağışlayıcı olmanın İyi bir baba olmakla alakası var | Open Subtitles | لكنّي أتصوّر أن تكون متسامحاً له علاقة بأن تكون أباً صالحاً |
Sen neden bahsediyorsun, güçlü bir ruh, iyi bir adam? | Open Subtitles | وكيف تعرف أنت إذا كان صالحاً أم غير صالح ؟ |
Tek bilmesi gereken en nihayetinde iyi bir baba olduğum. | Open Subtitles | المهم فقط أنْ يعرف أنّي في المحصّلة كنت أباً صالحاً |
Haklısın, iyi bir baba olamadım ama bir gün belki olabilirim. | Open Subtitles | أنتي محقة، لم أكن أباً صالحاً ولكن ربما يوماً ما، سأصبح |
İyi bir insansan ve inançlıysan Tanrı sana sağlık, zenginlik ve sonsuz mutluluk verir. | TED | إذا كنت صالحاً ومؤمناً، سوف يمنحك الله صحة وثروة وسعادة غير محدودة. |
Hiç kimse beni, iyi bir Alman olamadığım için suçlayamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع أحد أن يتهمني بأنني لست ألمانياً صالحاً |
Nasıl aynı anda hem faşist, hemde iyi bir adam olabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تكون فاشياً ورجُلاً صالحاً في الوقت ذاته؟ |
İyi birisi olmak istiyorum. Tek istediğim, hayatımın geri kalanı iyi bir eylem olsun. | Open Subtitles | أريد أن أكون إنساناً صالحاً فيما تبقى لي من العمر |
Sessiz bir çocuktu, onu makul bulurlar ve iyi bir çocuk olduğunu söylerlerdi. | Open Subtitles | كان طفلا هادئا كانوا جميعا متفقين على أنه كان فتى صالحاً |
Sana iyi bir koca olmaya çalışacağım, ve çocuklarına iyi bir baba. | Open Subtitles | وسأحاول أن أكون زوجاً صالحاً وأباً مثالياً لأطفالك |
"Sana iyi bir koca olurum, ve çocuklarına iyi bir baba" | Open Subtitles | وأنه سيكون زوجاً صالحاً وأباً رائعاً لأطفالي |
Yolun sonu geldi. Herzaman iyi bir çocuk değildim. | Open Subtitles | هذه نهاية الطريق، لم أكن دوماً طفلاً صالحاً |
Yolun sonuna geldim.[br]Hiçbir zaman iyi bir çocuk olmadım. | Open Subtitles | هذه نهاية الطريق، لم أكن دوماً طفلاً صالحاً |
tabiki iyi bir koca olmalı iyi bir koca olmalı iyi bir koca olmalı. hey, çocuk! | Open Subtitles | طبعاً يجب أن أكون زوجاً صالحاً، يجب أن أكون زوجاً صالحاً يجب أن أكون زوجاً صالحاً، |
12 kişilik bir yemekten daha önemli bir şeyi yönetmeye uygun değildi o. | Open Subtitles | لم يكن صالحاً ليحكم أي شىءٍ.. من وجبة يجلس عليها إثنىّ عشر شخصاً |
Tanrı, insanlığın 36 erdemli kişi var olduğu sürece yaşamasına izin verecek. | Open Subtitles | سيبقي الله على الجنس البشري طالما هناك 36 صالحاً في العالم |
Ben iyi olmayabilirim ama iyinin anlamını bilirim. | Open Subtitles | ربما لا أكون صالحاً ، ولكننى أعرف ما هو الأصلح لى. |
Kötü biri demiyorum. Aslında çok iyi biriydi. | Open Subtitles | لا أقصد ذلك بطريقة سيئة كان رجلاً صالحاً |
Sanırım uslu bir çocuk olmam için beni korkutmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أتخيل أنها أرادت أن ترهبنى لتجعلنى صالحاً |
Söylememe gerek olduğunu sanmıyorum. Bence iyi biri değildi, o kadar. | Open Subtitles | ولا داعيَ لأخبرك أنا فقط لا أعتقد أنه كان رجلاً صالحاً |
- İyi bir vatandaş hükümetininin temsilcilerine bir uçağı olduğunu ve bunu seve seve vereceğini söylerdi. | Open Subtitles | ألا تظن إن مواطناً صالحاً كان ليخبر ممثلي حكومته إن لديه طائرة ؟ ثم يقدمها بكامل إرادته ؟ |