"صحافي" - Traduction Arabe en Turc

    • gazeteci
        
    • basın
        
    • muhabire
        
    • gazeteciye
        
    • gazeteciyim
        
    • gazetecilik
        
    • muhabir
        
    • muhabirlik
        
    • gazetecisin
        
    • muhabirsin
        
    Birkaç ay sonra, kendisini New York Times'tan bir gazeteci arar. Uzun bir telefon görüşmesi yaparlar. TED وبعد شهرين، تواصل معه صحافي من النيويورك تايمز، وتناولوا مكالمة هاتفية طويلة.
    ve iki hafta içinde ülkedeki her bir gazeteci bunun peşinde olacak. Open Subtitles وكل صحافي في البلاد خلال الأسبوعين المقبلين
    - Bir basın toplantısı düzenlemeliyiz. Open Subtitles ومن الممكن ان نحضر شيء أكبر. يجب أن نعقد له مؤتمر صحافي.
    basın açıklaması yapmam gerekiyor. Bir saat içinde orada olmalıyım. Open Subtitles هنالك مؤتمر صحافي يجدر بي أن أصل في أقلّ من ساعة
    Bir gazeteci o bodrumda bulduğumuz şeyi öğrenseydi, Chalons Du Bois'in Belediye Başkanı kendini zor bir durumda bulurdu. Open Subtitles بينما صحافي يريد أن يعرف ماذا وجدنا في القبو عمدة مدينة شالون سيجد نفسه
    Cehennem, biz aslında bir gazeteci şey Angdm donatılmıştır Open Subtitles بحق الجحيم، نحن لانقدّم شيء صحافي بالأصل يتم التجهيز
    Destekçileri, onun yeryüzündeki son idealist gazeteci olduğuna inanır. Open Subtitles ويعتقد مؤيدوه أنّه آخر صحافي مثالي
    Annen gazeteci olmak istediğini söylemişti. Open Subtitles أمك تقول انك تحلم بأن تصبح صحافي
    Her gazeteci iyi bir hikaye ister öyle bir hikaye olsun ki ömür boyu konuşulsun.. Open Subtitles كل صحافي يريد أن يغطي قصة... القصة التي ستجعله مشهوراً إلى الأبد.
    İsveçli bir gazeteci böyle demiş. İnternette bayağı tuttu. Open Subtitles صحافي سويدي أطلق عليه هذا اللقب
    - Polis merkezindeki basın toplantısı. 15'te. - Hemen çıkmam gerek. Open Subtitles مؤتمر صحافي في مقر الشرطة 15 - عليّ أن أذهب -
    Ki bu benim lanet olası basın konferansı düzenlemem gerekeceği anlamına geliyor. Lütfen bana buraya destek kuvvet olmadan gelmediğini söyle. Open Subtitles ممّا يعني أنني سأقوم بمؤتمر صحافي لعين أخبريني أنّكِ لم تأتِ إلى هنا بدون دعمٍ
    Bugün Emniyet Müdürü Dowdell'ın yapacağı basın toplantısından sonra Clark hastaneden taburcu oluyor. Open Subtitles كلارك جرى اخراجه اليوم من المستشفى بعد مؤتمر صحافي مشترك مع مفوض الشرطة دوديل
    Yargıç, adamlar beş dakika bir basın toplantısı yapıyorlar. Open Subtitles أيها القاضي، إنهم لايستطيعون البقاء 5 دقائق دون عقد مؤتمر صحافي.
    O kaçınılmaz basın toplantılarında kocalarının yanında mahkeme duvarı gibi suratlarla oturan eşleri görünce "bunu nasıl başarıyorlar?" diyorsunuz. Open Subtitles ترين تلك الزوجات في مؤتمر صحافي محتوم، تقفن مُتحجّرات الوجه بجوار رجالهنّ، وأنتِ تُفكّرين، "كيف يفعلن ذلك؟
    Her muhabire tek soru, ilave de yok. Open Subtitles لكنني سعيد بإخبارك عنها. سؤال واحد لكل صحافي ولا أسئلة تعقيبية. كارول.
    Sidney, hikayemi gerçek bir gazeteciye göstermemizin zamanı geldi artık. Open Subtitles حان الوقت لأحيل قصتي إلى صحافي حقيقي
    Ben bir gazeteciyim. Kaynaklarımı korumaya çok özen gösterir. Open Subtitles أنا صحافي وهي تعطي أهمية كبيرة جداً لحماية المصدر
    Korktuğum için gazetecilik yapamazsam bu hem benim hem de gazetecilik için en kötüsü olacak. Open Subtitles لأن ذلك سيكون اهانة لي وللصحافة، لو شعرت بالخوف أنا أو أي صحافي آخر.
    Bu tarihi kaydedecek bir muhabir ister misin? Open Subtitles هل تود حضور صحافي إلى هُنا لتغطية الحدث التاريخي ؟
    Her gün seni aramazsa sıradan muhabirlik mi yapacaksın? Open Subtitles حينها ستصبح صحافي عادي مثل البقية
    Sen gazetecisin. Bana soru sor. Open Subtitles أنت صحافي من المؤكد أنه لديك بعض الاسئلة
    - Evet, sen bir muhabirsin. Open Subtitles -نعم، أنت صحافي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus