"صحفية" - Traduction Arabe en Turc

    • basın
        
    • gazeteciyim
        
    • Muhabir
        
    • gazete
        
    • muhabirim
        
    • gazetecisin
        
    • gazetecilik
        
    • muhabiri
        
    • muhabiriyim
        
    • gazeteci
        
    • röportaj
        
    • muhabirin
        
    • gazeteciydim
        
    • basında
        
    • gazeteciydi
        
    basın toplantısını dinleyebilirsin, ama editörün bu toplantıyla ilgili yazdıklarını da dinleyebilirsin. TED تستطيع أن تستمع لندوة صحفية فضلا عن تمكنك من قراءة ماقاله المحرر حول هذه الندوة.
    10 tane daha basın açıklaması yazmak zorundayım. Open Subtitles لدي أكثر من عشرة بيانات صحفية عليا كتابتها
    Ben Sanjana Roy. "Hindistan Bu Hafta" magazin dergisinde bir gazeteciyim.. Open Subtitles انا سنجانا روي صحفية من جريدة الهند هذا الاسبوع
    Ben bir gazeteciyim. Bu eğitim hakkında bir makale yazacağım. Open Subtitles انا صحفية اقوم بتغطية الفصل لكتابة مقالة
    Belki bir tarihçi olmalıydım ya da belki bir Muhabir. TED ربما كان عليّ أن أصبح عالمة تاريخ أو ربما صحفية.
    - gazete onu söyleşi için aramış... - Affedersiniz. Open Subtitles الصحيفه اتصلوا به وطلبوا أن يعملوا معه مقابله صحفية
    Ben deneyimli bir muhabirim. Senin gibileri bilirim, suçun hassas noktası. Open Subtitles أنا مراسلة صحفية و رأيت الكثير من شاكلتك وراء كل جريمة
    Bir saniye dur, yok artık demek gerçekten gazetecisin. Open Subtitles مهلاً، ماذا لدينا هنا؟ إذاً أنتِ صحفية حقيقية
    Doğru çıkarsa hemen yayımlayın, basın toplantıları düzenleyin demek. Open Subtitles إن اتضح صحتها يعني أنك ستنشرون الكثير، و مؤتمرات صحفية
    Doğru çıkarsa hemen yayımlayın, basın toplantıları düzenleyin demek. Open Subtitles إن اتضح صحتها يعني أنك ستنشرون الكثير، و مؤتمرات صحفية
    The Hollywood Foreign Press oturmak QB ile ilgili her şeyi görüşmek, bu akşamüstü bir basın toplantısı yapmak istiyor. Open Subtitles الصحافة الأجنبية تريد مقابتك لمناقشة حيتيات الفيلم لدينا ندوة صحفية بعد الزوال
    gazeteciyim ve sekiz yıldan uzun süredir insan kaçakçılığını araştırıyor, yazılar yazıyorum. Ama bu kişisel hikâyemi yakın bir zamana kadar profesyonel yaşamıma hiç dâhil etmedim. TED أنا صحفية و قد ظللت أكتب و أجري أبحاثا حول الاتجار بالبشر ما يقارب خلال السنوات الثمانية الماضية وحتى مع ذلك، لم أفهم العلاقة بين هذه القصة الشخصية و بين حياتي المهنية حتى وقت قريب جدا.
    Ben bir araştırmacıyım ve iki anlamda araştırmacıyım: Hem araştırmacı gazeteciyim, hem de paranormal ve ruhsal olayları araştırıyorum. TED أنا محققة، وأعني بذلك شيئين اثنين: أنا صحفية استقصائية، ومحققة أيضاً في ادعاءات الأشياء الخارقة للعادة وادعاءات الأرواح.
    Adım Rachel Glasser. gazeteciyim. Open Subtitles إسمي هو ريتشال جلاسر ، أنا صحفية
    - Tamam, önceliğini aldın. Aklında olsun, bir Muhabir öldü. Open Subtitles حسناً ، لقد حصلت على القضية تذكر فقط صحفية قتلت
    Seninle bir Muhabir olarak değil, insan olarak konuşmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أكلمك كإنسانة و ليس كمراسة صحفية
    Çocukların odasında silahlı soyguna ait gazete kupürleri bulunmuş. Open Subtitles قصاصات من صحفية من سارق الأبّ المسلّح في غرفة نوم الأولاد
    Profesör Fate'i görmek istiyorum. Ben bir muhabirim. The Sentinel'den. Open Subtitles أريد رؤية البروفسير فيت أنا صحفية من سينثيال
    Şu editörlük işini de bir düşün. İyi bir kadın gazetecisin. Open Subtitles أريدك أن تفكرى فى التحرير أنت إمرأة صحفية جيدة يا (ميج)
    Daha önce fark etmediğime şaşırdım. gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. Open Subtitles يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية
    On dokuz yaşıma girdiğimde, kariyerime ilk kadın foto muhabiri olarak Gazze Şeridi'nde Filistin'de başladım. TED عندما بلغت التاسعة عشر، بدأت حياتي المهنية كأول أنثي تعمل كمصورة صحفية في قطاع غزة في فلسطين.
    Aslında ben suç muhabiriyim, ama Caroline von Behring hakkında yazıyorum. Open Subtitles فى الواقع انا صحفية جرائم اكتب عن كارولين فون بيرج
    Bu, benim neden bir gazeteci olmak istediğimin en büyük sebebi. TED وهذا جزء كبير من السبب الذي جعلني قررت أن أصبح صحفية
    O benim bacaklarımı röntgenlerken bir roket bilim adamıyla röportaj mı yapacağım? Open Subtitles هل أعق دمقابلة صحفية مع عالم بينما ينظر هو من خلال تنورتي؟
    Amerikalı bir muhabirin öldürülmesi riskini göze almayacaklardır. Open Subtitles إنهم لن يخاطروا بتعريض صحفية أمريكية للقتل
    Birkaç ödülü olan birkaç kapak haberi yazmış genç bir gazeteciydim. Open Subtitles كنت صحفية شابة حاصلة على جوائز معدودة و تحقيقان بالصفحة الأولى
    Eve döndüğümde, bu görev basında çalkalanmaktaydı. Open Subtitles في الوقت وَصلتُ إلى البيت , المهمّة الكاملة كَانتْ قَدْ أَصْبَحتْ كارثة صحفية تَنتظرُ للحَدَث.
    Annem o zamanlar serbest gazeteciydi. Open Subtitles في هذا الوقت .. أصبحت صحفية مستقلة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus