| Arka taraftaki arkadaşlarını anlamayacağımı düşünmeye cüret edip salağa yattın demek. | Open Subtitles | وإنّك مغفل لو تجاسرت على الظن بأنّي لن أعلم بوجود صديقيك في الوراء. |
| Bilirsin ya, sen ve arkadaşlarını kuyuya atmaktan dolayı. | Open Subtitles | على الإلقاء بك أنت و صديقيك في الحفرة |
| Sen ve arkadaşların Declan ile Killburn Simon George'un babasını döverek öldürdünüz. | Open Subtitles | أنت و صديقيك ديكلان و كيلبورن قمتم بضرب والد سايمون جورج حتى الموت |
| Troller her ay bir bedel talep ediyor. Arkadaşlarına gelince. Bunu onlar ödeyecek yani sen ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | الجبابرة طلبوا إتاوةً كل شهر، وإن صديقيك سيدفعانها عوضًا عنك. |
| Ne yazık ki hikayeni doğrulayacak arkadaşın yok. | Open Subtitles | يؤسفنا أن صديقيك ليسا هنا لتأكيد روايتك. |
| Ya üst kattaki Arkadaşlarının? | Open Subtitles | ماذا عن صديقيك بالأعلى أيحملان أية مسدسات؟ |
| Sense bütün geceyi eşcinsel erkek arkadaşlarınla sarhoş olarak geçirdin. | Open Subtitles | ولكنك قضيت الليلة تشرب مع صديقيك الشاذين |
| - Neden arkadaşlarında gelmiyor? - Tabii. | Open Subtitles | -لما لا تدعو صديقيك لينضما إلينا؟ |
| Bilirsin ya, sen ve arkadaşlarını kuyuya atmaktan dolayı. | Open Subtitles | على الإلقاء بك أنت و صديقيك في الحفرة |
| Umarım arkadaşlarını bağışlamamı beklemiyorsun. | Open Subtitles | آمل ألا تتوقع مني العفو عن صديقيك. |
| Tırman yoksa arkadaşlarını vururum. | Open Subtitles | اجذب الحبل و إلا قتلت صديقيك |
| Öbür ikisi, arkadaşların avans alıp durdular. | Open Subtitles | الآخران، صديقيك ... ... يأخذان سُلف من مكافأتهم |
| Öbür ikisi, arkadaşların avans alıp durdular. | Open Subtitles | الآخران، صديقيك ... ... يأخذان سُلف من مكافأتهم |
| - Bunlar Pakistan'a birlikte geldiğin arkadaşların mı? | Open Subtitles | هؤلاء صديقيك الذين قدمت معهم إلى هنا |
| Belki de Arkadaşlarına yapılanları yapan adamın ben olmadığımı düşündün. | Open Subtitles | لكنّك ربّما تخال أن مَن قتل صديقيك ليس أنا |
| Arkadaşlarına üzüldüm dostum. | Open Subtitles | آه، أنا آسف بشأن صديقيك يا رجل. |
| Arkadaşlarına soralım mı? | Open Subtitles | ربما يجب أن نسأل صديقيك |
| Şuradaki insanlar senin arkadaşın olmak istiyorlar. | Open Subtitles | هذان الشخصان يريدان ليكونا صديقيك |
| arkadaşın değillerse kardeşin gibi bir şeyler. | Open Subtitles | إن لم يكونا صديقيك فهما بمثابة أخوين لك |
| Ya üst kattaki Arkadaşlarının? Onların var mı? | Open Subtitles | ماذا عن صديقيك بالأعلى أيحملان أية مسدسات؟ |
| Şimdi de çocuğu aldılar en iyi Arkadaşlarının çocuğunu onu, sırf seni yenmek için bir silaha dönüştürecekler. | Open Subtitles | و الآن، لقد أخذوا طفلة طفلة صديقيك المقربين و سيقومون بتحويلها لسلاح فقط لهزمك |
| Ya benimle gelirsin ya da kalıp arkadaşlarınla ölürsün. | Open Subtitles | إما أن تعود معي أو تبق هنا للموت مع صديقيك. هذان خياراك. |
| - Neden arkadaşlarında gelmiyor? | Open Subtitles | -لما لا تدعو صديقيك لينضما إلينا؟ |
| Benle bay Beauchamp'a eşkiya dostlarına dair bilgi versen iyi edersin. | Open Subtitles | إذاً يا (نيد) سوف تخبرني أنا و السيد (بوشامب) ... ... بكل شيء عن صديقيك الحقيران |