| Philippe ve Abdel yakın arkadaş olarak kaldılar. | Open Subtitles | فيليب و عبدول بقيا صديقين مقربين |
| Philippe ve Abdel yakın arkadaş olarak kaldılar. | Open Subtitles | فيليب و عبدول بقيا صديقين مقربين |
| Ben ve kardeşin en iyi arkadaştık. | Open Subtitles | مرحباً يا صاح، أنا وأخوك كنا صديقين مقربين تقريباً. |
| Sadece iyi arkadaştık. | Open Subtitles | كنا مجرّد صديقين مقربين. |
| Ama... ondan da önce, biz çok yakın arkadaştık. | Open Subtitles | ...لكن قبل ذلك, كنا صديقين مقربين |
| - Pete ve ben çok yakın arkadaştık. | Open Subtitles | انا و"بيت" كنا صديقين مقربين |
| Çok yakın arkadaşlar için kullanılan Japonca bir sözcüktür. | Open Subtitles | إنها كلمة يابانية تعني "صديقين مقربين جداً" |
| Dr. Souhel Najjar tedavilerine devam ediyor ve bağışıklık sistemine dayalı beyin hastalıklarını tedavi etmeye adanan dünyadaki ilk kliniği açtı. O ve Susannah hâlâ yakın arkadaşlar. | Open Subtitles | دكتور سهيل نجار استمر في ممارسة الطب وافتتح أولي العيادات في العالم المكرسة لمعالجة أضطرابات الدماغ المعقدة بسبب المناعة الذاتية وظل هو وسوزانا صديقين مقربين |
| Şu anda seni gebertmememin tek nedeni... ikinizin çok yakın dost olduğunuzu biliyor olmam.s. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يمنعني من اعتقالك هو أنني أعرف أنكما كنتما صديقين مقربين |
| İyi arkadaşlar, en iyi arkadaşlar ama sadece arkadaşlar. | Open Subtitles | صديقين مقربين ، ولكن صديقين فقط لا كثر |
| Ve kısa zamanda yakın arkadaş olduk. | Open Subtitles | و سرعان ما أصبحنـا أنـا و ( زيك ) صديقين مقربين |
| Pee-Stain ve ben çok yakın arkadaştık. | Open Subtitles | انا و"بيت" كنا صديقين مقربين |
| Onlar sadece iki en yakın dost. | Open Subtitles | لا,انهما صديقين مقربين فقط |
| Biz arkadaştık. en iyi arkadaşlar. | Open Subtitles | لقد كنا صديقين صديقين مقربين حتى |