Şu çok zor anınızda lütfen içten taziyelerimi kabul edin. | Open Subtitles | رجاء تقبّل تعازيي الصادقةِ في هذه الساعات الأكثر صعوبةِ. |
O kaltağı mısır pamuğundan çıkarmak ne kadar zor, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين مدى صعوبةِ إخراجِ ساقطة عن قطنٍ مصريّ؟ |
Tanrım, bunu kabul etmeni sağlamanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | يا إلهي، أتعرفين كم مقدار صعوبةِ جعلكِ تعترفين بهذا؟ |
Yaptıklarımızı geride bırakmanın ne kadar zor olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أعرفُ مدى صعوبةِ نسيانِ الأمور الخبيثة التي فعلناها. |
Benim için çok zor bu. | Open Subtitles | ألا ترى مدى صعوبةِ الأمر عليّ؟ |
Ne kadar zor olabileceğini bilirim. | Open Subtitles | أعلمُ مدى صعوبةِ الأمر |
Jackson şu an ne kadar zor gelse de en azından gerçek ortaya çıktı. | Open Subtitles | (جاكسن) برغمِ صعوبةِ الأمرِ الآن فعلى الأقلِّ ما تزالُ الاحتمالاتُ أمامك |
Sizin için ne kadar zor bir durum olduğunun farkındayım, efendim. | Open Subtitles | -أعلمُ مدى صعوبةِ الأمرِ عليكَ يا سيّدي |
Başkan Yardımcısı'na ulaşmanın ne kadar zor olduğuna dair bir fikrin var mı hele de Dempsey onu öldürmeye çalıştığında beri? | Open Subtitles | ألديكَ أدنى فكرة عن مدى صعوبةِ الوصول لنائبِ الرئيس، و بخاصّةٍ الآن بعد أن حاول (ديمسي) قتله؟ |
Bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}.أعلمُ مدى صعوبةِ هذا عليكِ |
Ne kadar zor olduğunu biliyorum. Fakat kendinizi hazırlamalısınız Bayan Martinez. | Open Subtitles | أعلم مدى صعوبةِ هذا لكن يجب أن تحضّري نفسكِ يا سيّدة (مارتينز) |