Eğer vazgeçip çıkıp gitmeyi kabul etmezse anlaşmayı tamamen rafa kaldıracağım. | Open Subtitles | وإن لم يتخلَ عن هذا ويمضي قدماً فسأتخلص من صفقته نهائياً |
Evet. anlaşmayı bozdu çünkü kendisi de ifadesi kadar değişken. | Open Subtitles | أجل، تخلى عن صفقته لأنه متلوّن مثل شهادته |
Babana eğer senden para alırsa anlaşmasını sonlandırmak için her türlü bağlantımı kullanacağımı söyledim. | Open Subtitles | اخبرت والدك انه اذا اخذ اموالك سأفعل كل شيء ممكن لأفشل صفقته |
Ya NBC'yle olan anlaşmasını bozup çıktığı kızı çaldığımı düşünürse? | Open Subtitles | إن ظن أنني أفسدت صفقته مع التلفاز وسرقت فتاته! |
Veya anlaşması bizim inmemiz demek olsaydı, yapmazdı. | Open Subtitles | أو لن يفعل إن كانت صفقته تعني سقوطنا |
Lenny'i büyük Rus anlaşmasında hiçbir şey durduramayacak. | Open Subtitles | لاشيء سيوقف ليني من صفقته الروسية الضخمة |
Teklifi geri çevirdi, SPK ile anlasmasinda Welch'e güvendi. | Open Subtitles | جوردان بيلفورت تخلى عن صفقته مع لجنة الأوراق المالية |
Bu anlaşmayı kabul etmelisin. Julian! | Open Subtitles | لم يبقى لديك وقت , عليك أن تقبل صفقته |
- anlaşmayı çektin, şimdi orada tek başına. | Open Subtitles | سحبت صفقته وهو هناك بمفرده الآن |
- anlaşmayı geri alırım demeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقول إنك ستسترجع صفقته |
Henüz o gitmeden anlaşmasını tamamlamadan önce. | Open Subtitles | حينماكانبالمقاطعة، قبل أن يقطع صفقته. |
Evet, bir tadımlık yeter. Suç üzerimize kalır. O da anlaşmasını yapar. | Open Subtitles | فيقع علينا اللوم و يتمكن من عقد صفقته |
- Vesic'le anlaşmasını iyi öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | ما صفقته مع سيك |
Sonra Sarah arar ve anlaşması aile işimizi mahveden adamla çıkma konusunda kıvranmaktadır. | Open Subtitles | ثم اتصلت بي (سارة) لأنها تناضل من أجل هذا الرجل و الذي صفقته هددت عمل العائلة . . |
Kevin'la olan anlaşması, bizden öç almanın... | Open Subtitles | (يبدو أنه صفقته مع (كيفن |
Teklifi geri cevirdi, SPK ile anlasmasinda Welch'e guvendi. | Open Subtitles | جوردان بيلفورت تخلى عن صفقته مع لجنة الأوراق المالية |