"صندوق الموسيقى" - Traduction Arabe en Turc

• müzik kutusunu
• Müzik Kutusu
• müzik kutusuna
• Müzik kutusunun
• müzik kutusunda
• Müzik kutusundaki
• müzik kutusundan

Bu müzik kutusunu tekmeleyip kıracağım, sen de tamir edemeyeceksin, Henry.
سأركل صندوق الموسيقى هذا انت لا تصلحه يا هنري

Bana şu müzik kutusunu verir misin, bir tanem?
إحصلْ على ذلك صندوق الموسيقى لي، سَأنت، عسل؟

O müzik kutusunu parçalayıp inceleyeceğimi düşünmediğin için bana verdin.
أقمت بإعطائي صندوق الموسيقى ذاك لأنك لم تظن بأني قد أفككه وأتفحصه؟

Ama 500 yıl Sibirya buzunda kaldıktan sonra Müzik Kutusu bozulmuştu.
لكن بعد 500 سنة مدفون في الثلج السايبيري، صندوق الموسيقى تصدّأ.

Söz ettikleri Müzik Kutusu.
هناك صندوق الموسيقى التى تحدثت عنه الفتاة

Affedersiniz, vitrindeki müzik kutusuna bakmak istiyorum.
المعذرة اريد ان القى نظرة على صندوق الموسيقى فى شباك العرض

Müzik kutusunun nerede olduğunu bilmiyorsan bu kombinasyona o kadar acil ihtiyacın yoktur herhalde.
أفترض بأنّك لا تحتاج هذه المجموعة لذا بسرعة إذا أنت لم تعرف حيث كان صندوق الموسيقى.

Sark, Rambaldi'nin tasarladığı bir müzik kutusunu arıyor.
سارك يبحث عن صندوق الموسيقى صمّم من قبل رامبالدي.

Derevko, Sark'ın müzik kutusunu çalıştıracak bir şifreyi çözmeye çalıştığını söylemişti.
دريفكو أخبرنا الذي سارك يعمل على تكسير المجموعة تلك ينشّط صندوق الموسيقى.

Almaya gönderildiğin müzik kutusunu Bay Sark alıp kaçtı.
صندوق الموسيقى بأنك أرسل للإسترجاع. أفلت السّيد سارك منها.

Evet bunun gibi şeyler. müzik kutusunu almadın değil mi? Öyleyse geri vermelisin
هل أخذت صندوق الموسيقى الذي أعطتني أياه جدتي؟

Birkaç kere evi arayıp telefondan müzik kutusunu dinletti.
أتعرف أنها كانت تتصل وتشغل ألحان صندوق الموسيقى على الهاتف؟

Karın sana kızgınsa, yüz numarada Müzik Kutusu olmuş ne işe yarar?
ما فائدة صندوق الموسيقى إن كانت زوجتك غاضبة منك؟

Sana bunu vereceğim ve Müzik Kutusu'nu birlikte alacağız.
سأعطيك هذا وسنحصل على صندوق الموسيقى سويةً

Ama Müzik Kutusu'nu çalmaya çalışırsanız, sizi yakalarım!
ولكن إن حاولت سرقة صندوق الموسيقى فسأقبِض عليك

Talep ettiği Müzik Kutusu'na dair bilgilerim olduğunu söyle.
أخبرهُ أني حصلت على المعلومات التي طلبها عن صندوق الموسيقى

Ama bu kez en önemli icatlarından birini, yani sıfır noktası enerjisi formülünü bir müzik kutusuna saklamayı seçti.
هذا الوقت، إختار دفن واحد إبداعه المهمة، الصيغة لطاقة نقطة الصفر، داخل صندوق الموسيقى.

Kapatmayacaksın çünkü müzik kutusuna para attım.
لا لن تغلقي لأني زضعت مال في صندوق الموسيقى

Sanırım biri Müzik kutusunun altına gitti.
وأعتقد أن واحدةً تدحرجت تحت صندوق الموسيقى

Lokantaya gittiğimizde müzik kutusunda yoktu.
لقد كانت مفقوده من صندوق الموسيقى عندما ذهبنا الى المطعم

Müzik kutusundaki kayıp plak.
إنها الأسطوانه المفقودة من صندوق الموسيقى

Bu yüzden şu anda endişelenmem gereken tek şey şu anda. çevremde olanlar, bu da şu anda sen, ben ve şu müzik kutusundan gelen sağır edici sessizlik demek.
والان كل ما اهتم به هو كونى اللحظى والذى الان يتكون منك ومنى .. ومن الصمت الصاخب الآتى من صندوق الموسيقى هذا