Anne, sana Meg'in dün gece Brian'ı bağladığını... ve arabasının bagajına koyup gittiğini söylemem kötü olur mu? | Open Subtitles | هل هو سيء إذا رأيت ميج تقيّد براين البارحة و تضعه في صندوق سيارته ثم تذهب بعيداً؟ ماذا؟ |
Diğer adamı arabasının bagajına tıkmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول إجبار الرجل الآخر للدخول في صندوق سيارته |
Omzunun üstünde battaniye ile bir şey taşıyan bir adam gördüm, ...o şeyi arabasının bagajına koyuyordu. | Open Subtitles | ورأيت رجلاً يخرج حاملاً بطانية فوق كتفه، ووضعها في صندوق سيارته |
arabasının bagajında, 10 yaşında bir kızın cesedi varmış! | Open Subtitles | كان معه جثة فتاة بعمر 10 سنوات فى صندوق سيارته |
arabasının bagajında bir kurbanla durduruldu ve gitmesine izin verildi. | Open Subtitles | تم ايقافه مع وجود ضحية في صندوق سيارته و تركوه يمضي |
Çocuğun kaderi arabasının bagajında çorap satmak. | Open Subtitles | من الواضح أنه مقدر له أن يبيع الجوارب الطويلة من صندوق سيارته |
Arkada bir yere kelepçelenmiş, arabanın bagajında 200,000 papel var. | Open Subtitles | لقد كان مقيداً بالأنابيب في الخلف، مع 200 ألف دولار في صندوق سيارته. |
Kafasından vurdun ve kendi arabasının bagajına tıktın. | Open Subtitles | برصاصة في الرأس ووضعتوه، في صندوق سيارته |
Kafasına silahı dayayıp arabasının bagajına tıktım. | Open Subtitles | ابرحته ضرباً بمسدسي داخل صندوق سيارته |
Kafasına silahı dayayıp arabasının bagajına tıktım. | Open Subtitles | ابرحته ضرباً بمسدسي داخل صندوق سيارته |
...ve daha sonra da arabasının bagajına koymuşlar. | Open Subtitles | ثم تناولها في صندوق سيارته |
Bahse girerim arabasının bagajında bunlardan bir düzine vardır. | Open Subtitles | أتقبل مضاعفة الرهان أو الخسارة على أنه يملك درزناً من هذه في صندوق سيارته |
arabasının bagajında ızgara sosisle tıraş bıçağı satıyordu. | Open Subtitles | الذي يبيع نقانق و شفرات حلاقة من صندوق سيارته |
Biri arabasının bagajında hindi pişiriyordu. | Open Subtitles | أحدهم حمّرَ ديكًا روميًا في صندوق سيارته. |
Hayır, onun yerine cebinde sürüyle uyku ilacı, arabasının bagajında bir video kamera olan bir adamla kaçmak zorunda kalmışsın. | Open Subtitles | لقد كنت مع رجل لديه حبوب منشطة و كاميرا في صندوق سيارته |
Ertesi gün işe gittiğinde, bunlardan milyonlarcasının arabasının bagajında olduğunu fark ederdi. | Open Subtitles | في تلك الأثناء, ذهب للعمل في صباح اليوم التالي, و قد أدرك... أن لديه الملاين منها في صندوق سيارته. |
Charlie, yumuşak şekerlemelerini arabasının bagajında saklıyor. | Open Subtitles | تشارلي" يحتفظ بحلوياته في صندوق سيارته. |
Park halindeki bir arabanın bagajında bir adam bulunmuş. | Open Subtitles | وجدت شخصا في صندوق سيارته متوقف |
Evet, arabanın bagajında taşımış olabilirler. | Open Subtitles | نعم, القتلة في صندوق سيارته |