Eğer tekrar beraber olabilmemiz için en ufak bir ihtimal bile varsa denemeliyim. | Open Subtitles | على الأقل, هناك فرصة ضئيلة لكي نعود لبعضنا البعض و علي أن أستغلها |
Kitapseverler arasındaki literatürün belli bir türünü beğenen ufak bir kısım dışında. | Open Subtitles | باستثناء نسبة ضئيلة من القراء الذين يملكون ذوقاً في بعض أنواع الأدب |
Yine de o an aklımdan ufak bir şans da olsa bu kızla iyi geçineceğim geçti. | Open Subtitles | عمومًا، يمكنني بالفعل أن أقول بأنني قد أعطيها فرصة ضئيلة لتتعرّف عليّ. |
Hayatta kalma şansımdan bahsetmiyorum bile, zira oldukça zayıf bir ihtimal. | Open Subtitles | ,في الأمن الوظيفي ,ناهيك عن البقاء على قيد الحياة .ضئيلة جدا |
küçücük bir seçmen kitlesine anket yaparız ve ulusal seçimlerin sonucunu öngörürüz. | TED | فنحن نستطلع آراء نسبة ضئيلة من الناخبين ونتوقع نتائج انتخابات وطنية. |
Pek beklentimin olmamasına rağmen çok az da olsa Valinin gelme ihtimali var. | Open Subtitles | وهناك فرصة ضئيلة بأن يكون الحاكم هناك بالرغم من انني لا اتوقع شيئ |
Yine de birçok araştırmaya göre, kalp krizlerinin sadece küçük bir yüzdesine bu en geniş tıkanıklıklar sebep oluyor. | Open Subtitles | مع ذلك و بحسب العديد من دراسات الأبحاث، فقط نسبة ضئيلة من نوبات القلب تنجم عن الترسّبات الضخمة المتراكمة. |
- Bu ufak bohçayı taşırsın, değil mi? | Open Subtitles | تستطيع التعامل مع كمية ضئيلة كهذه، أليس كذلك؟ |
Ve ufak bir hafıza sorunu var. Baba bu sorunlar için bir çözüm arıyor. | Open Subtitles | ثمة مشكلة ضئيلة في البعث وبعض الأمور المتعلّقة بالذاكرة. |
Bilirsin, her zaman hikayene inanmalari için ufak bir ihtimal vardir. | Open Subtitles | تعلمين أن هناك فرصة ضئيلة بأن يصدقوا قصتك. |
Ve kanıt olmadan katilin yakalanmasının çok ufak bir şansı olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | ومن دون أدلة، فهناك فرصة ضئيلة أنّ قاتله سيُقدّم إلى العدالة في أيّ وقت. |
Kan testinden bir şey çıkmadı ama vücut boşluklarında çok ufak miktarlarda toz kokain vardı. | Open Subtitles | أجريتُ فحصاً للسموم ولم أجد شيئاً في مجرى الدم. ولكن في تجويف الجسم نفسه هناك كميات ضئيلة من مسحوق الكوكايين. |
Eğer planımı engellemek için en ufak bir şansınız bile olsaydı planımı gerçekten size anlatır mıydım sence? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّي كنت قد أشرح لكما خطّتي لو كان ثمة فرصة ضئيلة لتأثيركما بالنتيجة؟ |
Ölüm katî muvaffakiyet zayıf ihtimal ne duruyoruz hâlâ? | Open Subtitles | موت محقق فرصة ضئيلة للنجاح لماذا نحن منتظرون؟ |
Şimdi, genişlemeden önce kocanızı kurtarabilmemiz için hala zayıf bir şans var. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة لإنقاذ زوجك قبل أن يتضخم جسده |
zayıf bir şans var... kontrolün engellenip podun hasar görmüş olması gibi... ana sürücü aşırı yüklenebilir. | Open Subtitles | هناك فرصة ضئيلة للغاية أنه عندما يحدث عطل بوحدة التحكم و تتعطل الأجنحة ربما يزداد تحميل الطاقة بالمحرك |
Doğrusu, onun küçücük bir kısmı eroindir. Oysa doktordan aldığın tıbben saftır. | TED | ويحتوي على نسبة ضئيلة من الهيروين. بينما ذلك من عند الطبيب فهو نقي طبيًّا. |
Bu küçücük şeyin, bunu hareket ettirdiğine inanmak çok zor. | Open Subtitles | لا أصدّق أن كِسرة ضئيلة هكذا تتحمّل كل هذا الضغط والكسر. |
Hatta beyin hakkında çok az sey bildiğimiz bu günlerde bile. | Open Subtitles | حتى في وقتنا هذا، لازالت معلوماتنا عن المخ البشري ضئيلة للغاية. |
Ve bunların içinden sadece çok küçük bir yüzdesi yayılıyor, defalarca izleniyor ve kültürel bir an haline geliyor. | TED | ومن ذلك، فقط نسبة ضئيلة تنتشر فيروسيا وتحصل على أطنان من المشاهدات وتصير لحظة ثقافية. |
Biliyorum, zor bir ihtimal ama hiçbir şey yapmamaktan iyidir değil mi? | Open Subtitles | أعرف أن فرص النجاح ضئيلة ولكنها تظل أحسن من عدم القيام بشيء |
Ben, hücre olarak adlandırdığımız şaşırtıcı özelliklere sahip minicik varlıklarla ilgili çalışmalar yapıyorum. | TED | أعمل مع مخلوقات صغيرة ضئيلة مهمشة رائعة، تسمى الخلايا. |
önemsiz bir evrendeki küçük, ömrü kısa zerreleriz sadece. | Open Subtitles | إن أنت إلّا ذرّة آنية ضئيلة أخرى في كون غير مبالٍ. |
Yanında ufacık görünüyordun. Jessica Lange ve King Kong gibi. | Open Subtitles | تبدين ضئيلة جدا بجواره مثل جيسيكا لانج و كينج كونج |
Bu, yine, eğer başlangıçta uygulanabilirse düşük maliyetli, doğal ışıkla hoş bir taşıma, çok düşük maliyetli bir çözüm olacaktır. | TED | سيكون هذا حلاً، ذو تكاليف ضئيلة ايظاً إذا تم دمجه منذ البداية، تكاليف ضئيلة، عبور سهل تحت ضوء الشمس الطبيعي. |