"ضعيفاً" - Traduction Arabe en Turc

    • zayıf
        
    • güçsüz
        
    • zayıftı
        
    • savunmasız
        
    • zayıfsın
        
    • zayıftım
        
    • Güçsüzdüm
        
    • yumuşak
        
    • kırılgan
        
    • narin
        
    • zayıflık
        
    • zayıfken
        
    • zayıflatır
        
    • zayıflamış
        
    • zayıflatıyor
        
    Higgs alanı, neden çok zayıf olduğunu açıklamaya yardımcı oluyor. TED بوجهٍ خاص فإن مجال هيغز يفسر لنا سبب كونه ضعيفاً.
    Bir Silahşor asla zayıf değil ama nadiren soytarı olur. Open Subtitles وبما ان الفارس ليس ضعيفاً أبداً ونادراً ما يكون مهرجاً
    Ne kadar zayıf olduğunu ise ilk sürprizimle karşılaştığında anlayacağız. Open Subtitles ولكن لنرى كم سيكون ضعيفاً عندما يُرى أول مفاجأة لي.
    Bunun ne kadar güçsüz hissettirdiğini hayatta anlayamazsın, ne kadar güçsüz hissetiğimi. Open Subtitles لا يمكنك أن تتخيل مدى الضعف الذي شعرت به وقتها كنت ضعيفاً
    Vogelsang zayıftı. Lydecker ondan bilgi almış olmalı. Open Subtitles فوجلسانج كان ضعيفاً لم يكن يجب أن يحصل لايدكر على المعلومات
    Aslında, bir kaktüs bu kadar körpeyken, fevkalade savunmasız olur. Open Subtitles أترى، عندما يكون الصبـّار صغيراً هكذا يكون ضعيفاً جداً
    Çabanı takdir ederim ama zayıf ihtimal gibi görünüyor, kaybedecek vaktimiz yok. Open Subtitles نحنُ نقدر المجهود ولكن هذا يبدو ضعيفاً و ليس لدينا الوقت لنضيعه
    Haklıydın. zayıf davrandım. Şimdi güçlü davranarak telafi etmeme izin ver. Open Subtitles كنتِ محقّة، قد كنتُ ضعيفاً فدعيني أعوّض ذلك بأنْ أكون قويّاً
    Bıçaklama olayın yüzünden hala zayıf ve doktoru dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söylüyor. Open Subtitles لا يزال ضعيفاً بعد حادثة الطعن ويقول طبيبه أنه بحاجة إلى الراحة
    Ya da integral dersine başlayıp cebirde biraz zayıf olacaklardı. TED أوأن ينتقلوإلى صف التفاضل والتكامل ويكون مستواهم ضعيفاً قليلاً في صف الجبر
    İşinizi kaybetme ya da zayıf görünme korkusuyla, bunu kimseye söylememeyi tercih ediyorsunuz. TED تختار بأن لا تخبر أحد خوفاً من فقد وظيفتك أو من أن يروك ضعيفاً.
    Bu denge zayıf olmakla kalmıyor; daha da zayıflıyor. TED فهو لا يعد ضعيفاً فقط؛ وإنما يزداد ضعفاً
    Böyle zayıf bünye ayaklarına yatmamalıydım. Open Subtitles لم يكن علي أن أختار شخصاً ضعيفاً مثل هذا لأقلده
    Bu nedenle, nereyi güçlü tutup nereyi zayıf bırakacağına karar vermek zorundaydı. Open Subtitles ولذلك كان عليه أن يقرر أين سيكون قوياً وأين سيكون ضعيفاً
    Hâlâ oldukça güçsüz, hafızası dağınık ama en azından lanet olası hastaneden çıktı. Open Subtitles ما زالَ ضعيفاً جداً ، ذاكرته فى فوضى لكنّه خرج من تلك المستشفى اللعينة
    Şeker hastalığı seni güçsüz kılıyor ve sen de ona anlatmaya korkuyorsun, çünkü artık onun Süpermeni olmayacaksın. Open Subtitles . لكن مرض السكر يجعلك تبدو ضعيفاً, و أنت تخشى أنك إذ فاتحتها بهذا الموضوع,
    Bu yüzden ateşbükmem çok zayıftı. Çünkü uzun yıllardır, seni yakalamak hedefimdi. Open Subtitles لهذا كان تسخيري للنار ضعيفاً من قبل لأني و لسنين طويلة كان اصطيادك هو دافعي
    İnsan tarafın hep savunmasız olacak tüm insanları savunmasız yapan da bu. Open Subtitles ما أعنيه بأنَّ جانبك البشري سيقى دائماً ضعيفاً تجاه تلك الساحرة لأنَّ جميع البشر ضعفاء
    Seni bu insanlarla gördükten sonra anlıyorum ki kaderini gerçekleştirmek için çok zayıfsın. Open Subtitles وبعد أن رأيت مع هؤلاء البشر، أدركت أنك ما زلت ضعيفاً لتنفذ قدرك.
    Evet zayıftım, ve birden çok oldu. Open Subtitles حسناً، نعم لقد كُنتُ ضعيفاً و لأكثَر من مرَة واحدَة. ربما لا أزالُ شخصاً ضعيفاً
    Buna isyan etmem gerekirdi ama kendi kuşağımdaki birçok insan gibi çok Güçsüzdüm. Open Subtitles كان يجب أن أثور ضد هذا, و لكني كنت ضعيفاً جداً, مثل الكثيرين من أبناء جيلي
    Kaslı değil, ama yumuşak da değil... Open Subtitles ليس شخصاً ذو عضلات , و لكنه ليس أيضاً ضعيفاً
    Nispeten kırılgan bir insana göre hayatta kalacak kadar iyileşmişsin. Open Subtitles لقد شفيت بما يكفي للبقاء حياً حتى بصفتك إنساناً ضعيفاً
    Orta boylu, kahverengi saçlı, kibar, duygusuz ve hiç narin değil. Open Subtitles متوسطالطول، ذو شعر بني... لطيف ، هادئ وليس ضعيفاً على الإطلاق
    Başta zayıflık olarak düşündüğünün naziklik olduğunu fark ettin ve ondan hoşlanmaya başladın. Open Subtitles أوّل ما فكّرتِ به أنّه كان ضعيفاً ثمّ أدركتِ أنّه لطيف، ووقعتِ في حبّه
    Hiç kartlarını açmadı, sadece artırdı veya pas geçti. Elim zayıfken artırdı, ona tuzak kurduğumda pas geçti. Open Subtitles هو لا يُظهر كروتهُ أبداً, هو فقط يقوم بالمزايدة أو ينسحب يزايد عندما أكون ضعيفاً وينسحب عندما أكون أملك كروتاً قوية
    Korku, seni durdurur ve zayıflatır. Open Subtitles أما الخوف فهو ما يمنعك عن التصرف ويجعلك ضعيفاً.
    Şu an bir cep telefonu sinyalinin geçmesi için yeterince zayıflamış olabilir. Open Subtitles قَدْ يَكُونُ ضعيفاً بما فيه الكفاية لنقل إشارة الهاتف الخلوي خلاله
    Kuruntuların seni zayıflatıyor, izin verde seni kurtarayım.. Open Subtitles والرؤى جعلتك ضعيفاً سمحت لي ان ادلف داخلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus