Bu deliler evinde olduğu sürece, bırak o tarafa geçmeyi yanından bile ayrılmam. | Open Subtitles | طالما هي هنا في هذا المكان ..لايهم ، لن أعبر إلى عالم الأموات |
O hayatta olduğu sürece, asıl kahraman olamayacaksın. | Open Subtitles | طالما هي على قيد الحياة فلن تنال أبداً القصة الرئيسية.. |
İstediğin içkiyi alabilirsin, markası Corona olduğu sürece. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تأخذ أيّ تخمير تريد، طالما هي هالة. |
Burada asılı olduğu sürece, umudumuz var demektir. | Open Subtitles | طالما هي معلقة بالأعلى فسيكون لدينا الأمل |
Dünyaya sağlıklı çocuklar getirebildiği sürece, sorun değil. | Open Subtitles | طالما هي تستطيع أن تنجب أولاداً أصحَاء |
O burada güvende değil. O burada olduğu sürece hastanede kimse güvende değil. | Open Subtitles | هي ليست بأمان هنا، ولا أحد آخر بهذه المستشفى طالما هي هنا. |
- Güvenli olduğu sürece bir süre kalırım. | Open Subtitles | لفترة، طالما هي آمنة تعال إلى نزهة عيد الفصح |
O içeride olduğu sürece başka yayın olmayacağından emin olabiliriz. | Open Subtitles | ليس علينا أن نقلق بشأن إصدارها لحلقات أخرى طالما هي متواجدة في السجن |
Onun yanında olduğu sürece, büyük bir tehlikede demektir. | Open Subtitles | ستكون في خطر رهيب طالما هي معه |
Benimle olduğu sürece, asla yalnızlık hissetmeyeceğim. | Open Subtitles | طالما هي معي هنا لن أكون وحيدا |
O hayatta olduğu sürece onu tahta çıkarmak için türlü oyunu oynayacaklar. | Open Subtitles | - مالحاجة إلى الدليل؟ - طالما هي حية , فستكون هناك مؤامرات لوضعها على العرش |
- Egzersiz boyutunda olduğu sürece sorun değil, ama makul ölçüde olsun. | Open Subtitles | لا مانع من التمارين طالما هي معتدلة |
Sakin ve marifetli olduğu sürece ve yardıma ihtiyaç olduğu sürece. | Open Subtitles | طالما هي هادئة ومجتهدة وتحتاجللمساعدة، |
O etrafta olduğu sürece gerçekten mutlu olamayacağız. | Open Subtitles | , طالما هي هنا لا يمكننا أن نكون سعداء |
Doğru olduğu sürece, minibüsünü alacaksın. | Open Subtitles | طالما هي الحقيقة سوف تحصل على شاحنتك |
Hayatta olduğu sürece, yalnızca komplo kurmaktan dolayı suçlanacaksın. | Open Subtitles | طالما هي على قيد الحياة... فأنت لا تواجه سوى اتهامات بالمؤامرة |
Yanımda olduğu sürece har vurup harman savurabilirim. | Open Subtitles | "طالما هي لديّ، فبوسعي طرح المال على أيّ شيء" |
O hayatta olduğu sürece Tanrı'nın Gözü'nü onları bulmak için kullanabilir ve onlar da bunun farkındalar. | Open Subtitles | طالما هي حية فهي قادرة على منعهم من إستخدام عين السماء" وهم على دراية بذلك" |
O mutlu olduğu sürece ben de mutluyum. | Open Subtitles | طالما هي سعيدة سأكون سعيداً |
DHD bağlı olduğu sürece bizimki sizinkinin üstünde yer alıyordu. | Open Subtitles | - - بوابتنا ألغت بوابتكم طالما هي تعمل |