Hayatta olduğu sürece asla senin peşini bırakmayacaktır. | Open Subtitles | طالما يكون على قيد الحياة فلن يتوقفوا عن البحث عنك |
İş hayatı tarzı olan bir iş olduğu sürece önemi yok. Bilirsiniz hani erkekleri takım elbise giydiği türden. | Open Subtitles | طالما يكون الأمر بالعمل حيث يكون الأشخاص أصحاب البذلات |
Eğer üçü birden yoksa biri bıyık olduğu sürece iki tanesi de iş görür. Başka bir çıkış yok. | Open Subtitles | إن لم تحظى بكلّ هذه الأشياء، يُمكنني جعله ينفع بشيئين، طالما يكون الشارب موجودًا. |
Erkek erkeğe olduğu sürece her şeye onay veriliyor orada. | Open Subtitles | طالما يكون بين رجل ورجل، أي شيء ينفع هناك |
Değil mi? - Avuç içiyle olduğu sürece mübah. - Avuç içiyle olduğu sürece mübah. | Open Subtitles | طالما يكون بكف مفتوح فهو مسموح |
Korumalar tutar, arkadaşlar edinir, ortaklar ve yatırımlarla kendini korur, ama şuanki halinde olduğu sürece, yeni doğmuş bebek gibi korumasız. | Open Subtitles | سيحمي نفسه بالإستثمارات والشراكة ولكن طالما يكون في حالته هذه فهو معرض للخطر مثل طفل حديث الولادة ... |
Tabii gündüz vakti olduğu sürece. | Open Subtitles | طالما يكون خلال ساعات النهار |