Bu elmaları öğütüp, elmaların suyunu çıkarıp bütün bu dağınıklığı kim toparlıyor? | Open Subtitles | الذي طحن هذا التفاح بالأعلى عصر هذا الشراب نظف كل هذة الفوضى |
İnsanlar mumyalardan aldıkları parçaları öğütüp iyileşmek için vücutlarının üzerine sürüyorlarmış. | Open Subtitles | الناس أعتادت طحن أجزاء الموميات وتضعهم على أجسادها ليشفوا عندما يمرضوا |
Çünkü bir cesedi tam anlamıyla öğütmek çok uğraştırır. | Open Subtitles | لإن طحن جثة والتخلص منها يتطلب فعلاً الكثير من العمل |
Kapıyı açmaya gittiğimde burada olduğunuz anlaşılmasın diye kahve öğütmeyi bırakmadınız mı? | Open Subtitles | أنت أيضا توقفت عن طحن البن حتى لا تسمعك |
Tam tabiriyle ufalamış. | Open Subtitles | بل "طحن" هي الكلمة المستخدمة. |
Yarın, sana öğütülmüş bitki yapraklarından tüm kötü hastalıkları etkisiz hale getirebileceğin bir çayın nasıl yapılacağını öğreteceğim. | Open Subtitles | غدًا سأعلمكِ كيف كيف طحن أوراق الـ(بونيست) مع الشاي والذي يمكنه مقاومة كل أمراض السحر |
Neyin olduğu önemli değil, diş gıcırdatma baş ağrıları, uykuda sıçramalar kadın bir harika. | Open Subtitles | ,... لا يهم ما تعانى منه، سواء طحن الأسنان اللإرادى ،كما تعلم، رعشة لا إرادية صداع لا يحتمّل |
Taşı öğütüp parçacıklara ayırmak sonra da bunları yutmak yeterli olmaz. | Open Subtitles | ما لم يكتشفوه بعد هو أن طحن الحجر و عزل جسيماته و تناولها ليس كافيا |
- Kendi buğdayını kendisi öğütmek istiyor. | Open Subtitles | -إنه يود طحن الذرة بنفسه |
Linda, geri dön. Hamburger'i öğütmeyi bitirmemiz lazım. | Open Subtitles | ليندا) , تعالي الي هنا) يجب ان نُكمل طحن اللحم |
Taklavatı "ufalamış." | Open Subtitles | "طحن" خصيتيه. |
İyi öğütülmüş, organik. | Open Subtitles | طحن غرامة، والعضوية. |
Michaela'nın dişlerini gıcırdatma mevzusunu daha açmadan önce evliliğinin sorunlu olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | علمت قبل أن تتطرق لموضوع طحن (ميكايلا) لأسنانها بأن زواجك غارق في المشاكل |