| "ister al, ister alma," dedi, ve sonra da beni kovdu. | Open Subtitles | و بهذا أجبرني علي أما أن أخذ النقود أو أتركهم ثم قام بطردي شر طرده |
| Sormamda sakınca yoksa, onu kovmak varken... neden sembolik olarak yerinde tutuyorsunuz? | Open Subtitles | إلّم تُمانِعوا سؤالي لمَ ستبقيه كمفوّضٍ شكلي بينما تستطيع طرده ؟ |
| Kang Tae Joon atletik takıma geri döndü, ama kovuldu. | Open Subtitles | كانج تاي جون عاد للفريق الرياضي , لكن تم طرده |
| Ayrıca, onu kovamayız, çünkü sahip olduğumuz en iyi bakıcı o. | Open Subtitles | بالاضافه إلى انه لا يمكننا طرده لأنه أفضل مربى لدينا |
| Babası evden kovmuş. | Open Subtitles | أباه طرده من المنزل مشكلة كبيرة، صحيح؟ |
| West Point'ten de kovulmuş, epey hızlı. | Open Subtitles | لقد تم طرده من وست بوينت بسبب فضائحه الغرامية |
| Bu işte uzun süre kalacak kadar iyi değildi, ...ama çabucak kovulacak kadar da kötü değildi. | Open Subtitles | لم يكن جيدا كفاية ليبقى في هذا العمل مدة طويلة ولكنه لم يكن سيئا كفاية ليتم طرده بسرعة |
| Onu kovamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع طرده |
| El ilanları bastığı için O'nu üniversiteden atmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون طرده من الجامعة. يتهمونه بطباعة صحف محظورة. نعم، ولكن مَن يكون؟ |
| DeathWatch onu kovdu. Çünkü bir gösteri sırasında birine yumruk atmıştı. | Open Subtitles | المراقب طرده لأنه ضرب أحدهم في إجتماع |
| Bunun gibi biri sırf Oliver kovdu diye araştırmalarını durdurmaz. | Open Subtitles | رجل كهذا لن يتوقف عن تسجيل أبحاثه لأن (أوليفر) طرده. |
| Adamlarından biri onu kovdu ve sen onu durdurmadın. | Open Subtitles | واحد من اشخاصك طرده , وانت لم توقف هذا |
| Onu kovmak için daha ne kadar beklemeliyiz? | Open Subtitles | كم من الوقت نحتاج قبل أن نتمكن من طرده ؟ |
| Sence onu aileden kovmak yerine onunla avunamaz mıydın? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه كان بامكانك توبيخه فقط بدلًا من طرده من عائلتك ؟ |
| Eski dava avukatı, işinin ehli olmadığı için kovuldu. | Open Subtitles | نعم, حسناً, إنظر, المحامي السابق, تم طرده لأنه غير كُفؤ |
| Onu kovamayız, donarak ölür. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع طرده خارجا |
| Yaşadığı yerdeki Fransız Trapist rahiplerden bir kısmı kendine işkence etmesi tuvalette yıkanması gibi çılgınca şeyler yüzünden onu kovmuş. | Open Subtitles | وبناءً على أوامر الرهبان الفرنسيين ... حيث كان يعيش ... تم طرده نتيجة لأفعاله المجنونة محاولاً تعذيب نفسه بالاغتسال في المرحاض ، هذا أحد أفعالة |
| Kayıtlara göre Çavuş Rand, göreve itaatsizlikten kovulmuş. | Open Subtitles | ووفقا للسجلات السيرجنت راند تم طرده بسبب العصيان |
| Böyle çirkin bir vazo verdiği için kovulacak, değil mi? | Open Subtitles | سيتم طرده لإهداءه لمثل هذه الزهرية القبيحة |
| Onu kovamazsın, Chuck. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع طرده تشوك |
| - Onu bu yüzden kovamam tabii. | Open Subtitles | بالتاكيد لا استطيع طرده بسبب هذا |
| Görünüşe göre babası kovduktan sonra işler çocuk için biraz çığırından çıkmış. | Open Subtitles | يبدو وكأنّ الفتى قد أصبح جامحاً قليلاً بعدما طرده الأب. |
| Yeni ayrılmıştık. Tatlım, ben işi devralmadan önce Val burada, Galaxie'de bir filmden kovulmuştu. | Open Subtitles | ولقد تم طرده من فلم هنا في جالكسي قبل ان اتولى زمام الامور |
| Anthony isimli dallama patronu tarafından kovulduktan sonra... | Open Subtitles | "باستخراج هذه المعلومات من الصحراء , بعد أن طرده مديره الأحمق (أنتوني)" |
| Beğenmezsen kovabilirsin. | Open Subtitles | سوف أخبرك ماالأمر إذا لم يكن يعجبك , تستطيع طرده |
| Bu yüzden de Suzuran'dan atıldı. Artık sizinle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لقد تم طرده من السوزوران ، ولذلك لايمكنك التدخل بهذا الأمر |