Başka türlü, Kitabı almanın yolu yok. | Open Subtitles | عدا ذلك، لن تكون هناك طريقة للوصول إلى كتاب الظلال |
Buffy'ye ulaşıp onu hipnotizmanın etkisinden kurtarmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | سنعمل علي ذلك. لا بد من وجود طريقة للوصول إلي بافي وايقاظها من النوم المغناطيسي |
Şimdi sen elimdesin, onu ele geçirmenin en iyi yolu nedir? | Open Subtitles | الأن أنت بين يدي ما أفضل طريقة للوصول إليها ؟ |
Belediyeye girmenin bir yolunu bul. Yolumuza çıkan tüm kanunları temizle. | Open Subtitles | ابحث عن طريقة للوصول لدار البلدية، لتزيح أي قانون سيعيق طريقنا. |
Basın konferansına katılamazsın. Oraya ulaşmanın bir yolunu bulsan bile içeri giremeyeceksin. | Open Subtitles | لن تستطيعي المشاركة في اللقاء الصحفي حتى ولو وجدت طريقة للوصول متأخرة |
Hayir, hayir, hayir. Sutyene ulasmak için daha iyi bir yol var | Open Subtitles | كلا، أمثل طريقة للوصول إلى حمّالة الصدر، |
Mutlak gerçeğe ve insanoğlunun cevap aradığı sorulara ışık tutacak kesin kanıtlara ulaşmanın bundan başka hiçbir yolu yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة للوصول لحقيقة مطلقة حجة ثابتة |
Mutlak gerçeğe ve insanoğlunun cevap aradığı sorulara ışık tutacak kati kanıtlara ulaşmanın hiçbir yolu yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد طريقة للوصول لحقيقة مطلقة حجة ثابتة |
Labirente girmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لقد انتهى الأمر لا بدّ من طريقة للوصول إلى الشبكة |
Tek sorun John ise eşine ulaşacak en iyi yolu sen bilebilirsin. | Open Subtitles | انت فقط تعرفي افضل طريقة للوصول من خلالها لزوجك |
Arabaya çabucak ulaşmanın yolu buradan dümdüz gitmekte yatıyor. | Open Subtitles | اسرع طريقة للوصول للسيارة هناك هي بالعبور بمكان تواجد الشرطة |
Artie'nin iyi tarafına ulaşabilmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة للوصول للجانب الخير الحقيقي من آرتي |
Yani ona ulaşmanın en iyi yolu basın aracılığıyla olabilir. | Open Subtitles | لذا ربما أفضل طريقة للوصول إليه هي عبر الإعلام |
Ailem bilgisayarımı ve telefonumu aldılar ve sana ulaşmanın bir yolunu bulamadım... | Open Subtitles | والداي أخذوا مني حاسوبي وهاتفي ولم أستطع أن أجد طريقة للوصول إليك |
New York gitmenin bir yolunu bulmalıyız Chris'i tekrar izci yapmanın. | Open Subtitles | علينا أن نجد طريقة للوصول إلى نيويورك ونعيد كريس مجددا إلى الكشافة |
Bu yüzden Antarktika'ya gitmenin bir yolunu arıyorum. | Open Subtitles | حتى الآن، أنا أحاول أن أفكر في طريقة للوصول إلى القطب الجنوبي. |
Başkası yapmadan bunu yapmanın bir yolunu bulmaya çalış. | Open Subtitles | وأعثر علي طريقة للوصول إليه قبل أن يفعل شخص أخر. |
Siz daha duruşmaya çıkmadan önce bile size ulaşmanın yolunu bulur. | Open Subtitles | سيعثر على طريقة للوصول إليكما قبل أن نُجري المحاكمة حتى |
Aynı anda hem onları ele geçirmenin hem de Kral'a baskı uygulamanın bir yolunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم طريقة للوصول إليهم و .الضغط على الملك في نفس الوقت |
Çünkü ölmeden önce, eğer bu, dedikleri gibi bir şey ise, bana ulaşmak ve mutlu olduğunu bana haber vermek için bir yol bulacağına dair bana söz verdi. | Open Subtitles | لإنه قبل وفاته وعدني لو كان مثلما ما يقولون إنه سيجد طريقة للوصول لي وسيخبرني إنه سعيد |
Ama yol kapalı. Yani oraya gitmen imkansız. | Open Subtitles | ولكن النفق مغلق ليس هناك طريقة للوصول الى هناك |