"طريقة واحدة فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • tek bir yolu
        
    • tek yolu
        
    • sadece bir yolu
        
    • tek yol
        
    • tek bir yol
        
    • yalnızca bir yolu
        
    • sadece bir şekilde
        
    Bir aile kuracağız ve bunu yapmanın tek bir yolu var. Open Subtitles ،مهلا، يجب أن نكوّن عائلة .وهناك طريقة واحدة فقط لفعل ذلك
    Snart, o aletin oradan çıkmasının tek bir yolu var. Open Subtitles سنارت، هناك طريقة واحدة فقط أن التكنولوجيا الخروج من هنا.
    - Buradan sağ çıkmamızın tek bir yolu var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط للناس هنا للخروج على قيد الحياة
    Senin ve oğlunun gerçekten güvenceye sahip olmasının bir tek yolu var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط لك ولإبنك من خلالة يمكن أن يكون لديكم ضمان حقيقي
    Beni bağlamanın tek yolu var, biliyorum... çünkü bir sürü insan beni bağlamayı denedi ve beceremedi. Open Subtitles ثمة طريقة واحدة فقط وانا اعرفها العديد من الناس حاولوا ربطى ولم ينجحوا
    Şimdi hayvanlar aleminde, statüyü yükseltmenin sadece bir yolu vardır, ve bu üstünlüktür. TED في عالم الحيوان ، هناك طريقة واحدة فقط لزيادة هذه المرتبة وهو الهيمنة.
    Bu başlangıçtan kaçınmanın ve tüm haklarıyla... bir üyeliğe sahip olmanın sadece tek bir yolu var... Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط لتفادى التلقين و تزال تحتفظ بعضويك بكامل مزاياها
    Hepiniz bu savaşı sona erdirmenin tek bir yolu olduğunu biliyorsunuz. Open Subtitles انتم تعلمون ان هناك طريقة واحدة فقط لإنهاء تلك الحرب
    Onun acı çekmesini de izleyemem. Onu kurtarmanın tek bir yolu var. Open Subtitles لا أستطيع أن أراها بهذا الشكل أكثر من هذا, لذا كانت هناك طريقة واحدة فقط متبقية.
    Checkmate'den ayrılmanın tek bir yolu vardır. Open Subtitles ثمة طريقة واحدة فقط ''للرحيل عن ''مات الشاه
    tek bir yolu var Bu biz beklemek eğer sonu olacak. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط للنهاية اذا انتظرنا.
    Evet, emin olmanın tek bir yolu var. Open Subtitles أجل هناك طريقة واحدة فقط التي يمكنه بها أن يتأكد
    Bunu çözmenin tek bir yolu var. Open Subtitles حسنًا، هناك طريقة واحدة فقط لحل هذا الخلاف.
    Ve hayvan bu kadar büyükken... kırlarda kalbini tekrar çalıştırmanın... tek bir yolu var. Open Subtitles و عندما يكون حيوان بهذه الضخامة، هناك طريقة واحدة فقط لجعل القلب يعمل من جديد عندما تكون في الأدغال.
    Size saygım sonsuz komutan ama şehrimizi kurtarmanın bir tek yolu var. Open Subtitles مع كل احترامي ايها القائد هناك طريقة واحدة فقط لانقاذ مدينتنا
    Beni bağlamanın tek yolu var, biliyorum... çünkü bir sürü insan beni bağlamayı denedi ve beceremedi. Open Subtitles ثمة طريقة واحدة فقط وانا اعرفها العديد من الناس حاولوا ربطى ولم ينجحوا
    Size saygım sonsuz komutan ama şehrimizi kurtarmanın bir tek yolu var. Open Subtitles مع كل احترامي ايها القائد هناك طريقة واحدة فقط لانقاذ مدينتنا
    Bu piçlerle anlaşmanın sadece bir yolu var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط للتعامل مع هؤلاء الأوغاد.
    Frank'i ele geçirmenin sadece bir yolu var. Open Subtitles هناك طريقة واحدة فقط للحصول على ، فرانك؟
    Bize engel olursan, geriye tek yol kalır. Open Subtitles إذا كنت ستمنعنا هناك طريقة واحدة فقط للخروج من هذا المأزق
    Bu söyleşiyi sürdürecek tek bir yol var... tek yönlü haberleşme. Open Subtitles جاك, هناك طريقة واحدة فقط لإجراء محادثة يكون أحد طرفيها متخفي
    Eminim ki çocuk yetiştirmenin yalnızca bir yolu olduğunu düşünecek kadar geleneksel değilsindir. Open Subtitles لا يمكنك ان تكون تقليدياً كما تظن {\fnTraditional Arabic\fs36\b1}هنالك طريقة واحدة فقط لجلب طفل؟
    Checkmate'de sadece bir şekilde çıkılır. Open Subtitles وثمة طريقة واحدة فقط للرحيل عن "مات الشاه."

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus