"طلبتي" - Traduction Arabe en Turc

• istedin
• istediğin
• söyledin
• sipariş
• istemiştin
• sordun
• istediğini
• dedin
• söylemiştin
• öğrencilerim
• isteyen
• istemişsin
• istediğinde
• çağırdın
• istemiştiniz

Geçen Noel'de çocukları alıp sana gelmemi ve Noel'i birlikte kutlamamızı istedin..
عيد الميلاد الماضي طلبتي مني ومن الاولاد القدوم اليك لقضاءه في منزلك

Geri çekilmemi istedin ve şimdi arkadaş olmak mı istiyorsun?
طلبتي مني الإبتعاد ، والآن تريدين أن نكون أصدقاء ؟

İstediğin gibi State caddesine park edip buraya taksiyle geldim.
توقفت في شارع الولاية وأخذت سيارة أجرة إلى هنا، كما طلبتي.

Jennifer Jennifer, dürüst olmamı söyledin
جينيفر، جينيفر لقد طلبتي مني أن أكون صادقاً.

Sen mum sipariş ettin mi?
الشموع هل طلبتي الشموع؟ ياله من تفكير ..

Diğer erkekler seni rahatsız etmesin diye, sevgilinmişim gibi davranmamı istemiştin.
أوهـ, نعم لقد طلبتي مني أن أتظاهر بأنني صديقك المقرب حتى لا يقوموا الأولاد بأزعاجك

Onları içeriye tıkmamı istedin, ben de yaptım.
طلبتي مني الابتعاد عنهم, وهذا ما سوف اعمل عليه

Daha iyi hissetmek için... kilimi yıkamak istediğini istedin.
طلبتي مني أن أغسل السجادة لكي تشعرين بتحسن لماذا تبكين إذا؟

Bana geldin ve onu hayatından çıkarmamı istedin.
لقد أتيتي لي و طلبتي إذ أمكنني إخراجه من حياتك

Biliyorsun, benden eve gelmemi istedin.Çok önemli olduğunu söyledin.
لقد طلبتي مني أن أحضر للبيت وقلتي أن الأمر مهم

İstediğin gibi ATAT'ı araştırıyordum.
لقد كنت أتحرّى حول النقل المُدرع، كما طلبتي.

Renkli mısır gevreği dolu marshmallow kutusu, tıpkı istediğin gibi.
علبة لاكي تشارمز مليئة بحلوى الخطمي كما طلبتي

Önce değiştirmemi istediğin ampulleri halledeyim de.
حالما أنتهي من تغيير المصابيح التي طلبتي

sipariş veriş biçiminizden anladım.
أستطيع أن أعرف من الطريقة التى طلبتي بها

Tamam, bak, haklısın, tamam mı? Sen incir istemiştin. Ama bakıyorum da herkes salatadan memnun görünüyor, değil mi?
حسناً، لقد طلبتي الرقائق ولكن الجميع يحبون السلطة، أليس كذلك؟

Bonnie Wheeler'a senin kitap kulübüne katılabilir mi diye mi sordun?
لقد طلبتي من "بوني ويشلر" ان تشاركك في نادي الكتب

Sormamı sen istedin. 'Sor o zaman' dedin.
حسناً أنتِ طلبتي من أن أسأل أنتِ من طلبتي

Sanırım garaj satışında satmıştık yanılmıyorsam satmamızı söylemiştin.
أعتقد بأننا بعناها في مجل البيع واذا لم تخني الذاكرة أنتي طلبتي بيعها

O zaman öğrencilerim bunu ilk öğrendiklerinde, neden bu kadar nefret ettiler?
فعندما كان طلبتي يدرسون هذا لأول مرة ، لماذا كرهوا المادة بهذه الصورة ؟

LuthorCorp'ta Jason'a iş vermemi isteyen sendin.
طلبتي مني أن أوظف جايسن في شركة لوثر كورب

Müdürünüz Choon Chun'a gittiğini söyledi. Çünkü ondan bir iyilik istemişsin, doğru mu bu?
مديركِ قال أنه ذهب لشون شان لإنكِ من طلبتي منه هذا المعروف، صحيح؟

Ama her şeyi boş vermek istediğinde, hep inandıkların da dâhil, bu kolay değil.
. وعندما طلبتي منه ترك كل شيء لم تؤيديه ، وهذا صعبٌ علية

Çok öpülesi dudaklarımın olduğunu söyledin ofisine çağırdın kapıyı kapamamı söyledin.
لقد قلتي لي اني لدي شفاه قابله للتقبقبيل و طلبتي مني ان آتي لمكتبك و طلبتي مني ان اغلق الباب

Kadınların durumu hakkında düzenli bilgi vermemi istemiştiniz.
طلبتي مني أن انقل لكِ ما يستجد مع النساء هنا