"طليقاً" - Traduction Arabe en Turc

    • dışarıda
        
    • serbest
        
    • özgür
        
    • kaçak
        
    • dışarda
        
    • firarda
        
    • özgürce
        
    • başıboş
        
    • dışarılarda
        
    • dolaşıyor
        
    • kol geziyor
        
    Annemin katilinin hâlâ dışarıda olduğunu bilmek çok zorlayıcı bir durum. Open Subtitles أجل، كان من الصعب جداً معرفة أن قاتل والدتي لازال طليقاً.
    Kaçık Şerif hala dışarıda bir yerde, bunu da unutma. Open Subtitles من دون أن آتي بذكر العميد المجنون الذي مازال طليقاً
    Sen bunu anlamazsın. Ama biz başka yerdeysek, o kafasız şey hala serbest. Open Subtitles لكن بما أننا فى مكان آخر فذلك الشئ عديم الرأس لا يزال طليقاً
    Bir adamı öldürdü onu içeri tıktılar, serbest kaldı ve öbür herifi öldürdü ve şimdi yine dışarıda... Open Subtitles قتل أحدهم، سجنوه.. وخرج وبعدها قتل شخصاً آخر، والآن أصبح طليقاً مرةً اخرى
    Sayenizde sadece özgür olmakla kalmadı bir de suç şebekesini genişletti. Open Subtitles وبفضلكم ، هو ليس طليقاً حراً فقط لكن إمبراطورية إجرامه تتوسع
    Roman, Eduardo'nun hâlâ kaçak olduğunu öğrenmek isteyecektir. Open Subtitles ينبغي لرومان ان يعرف بأن إدواردو مازال حراً طليقاً
    dışarıda hala bir tehlike varken seninle yeni bir hayat kurmak biraz ürkütücü. Open Subtitles يصعب تخيُّل أنّ نبدأ حياة جديدة سوياً، مع بقاء ذاك التهديد طليقاً بالخارج.
    O hala dışarıda bir yerlerde. Bildiklerimizi paylaşmalıyız. Open Subtitles إنه لا زال طليقاً لابد و أن نتشارك المعلومات
    Gerçek kralsa dışarıda bir yerlerde. Open Subtitles أما الملك الحقيقيّ فلا يزال طليقاً وسيقتل ثانيةً
    O zaman gerçek katil hala dışarıda. Open Subtitles هل ذلك يعنى بأن القاتل الحقيقى مازال طليقاً ؟
    Çünkü katil hala dışarıda. Belki hala öldürmeye devam ediyor. Open Subtitles لأن القاتل لا يزال طليقاً ربما لا يزال يقتل
    Kartal 2, burası kartal 1. Bir düşman hala serbest. Open Subtitles من النسر 2 إلى النسر 1 عدو واحد ما زال طليقاً
    Onu serbest bırakamayacağımızı söyleyip duruyordum. Open Subtitles لأنه من البديهي أننا لن نستطيع تركه طليقاً
    5 dakika daha geçse, bu şey neredeyse serbest kalabilirdi. Open Subtitles خمس دقائق آخرى, وكان ذلك الشيء سيكون طليقاً
    O suçluyu serbest bırakmak savaş mahkemesine aykırıdır, asker. Open Subtitles ترك ذلك المجرم طليقاً عقوبته ، المحاكمة العسكرية أيتها المجند
    Sayenizde sadece özgür olmakla kalmadı bir de suç şebekesini genişletti. Open Subtitles وبفضلكم ، هو ليس طليقاً حراً فقط لكن إمبراطورية إجرامه تتوسع
    Hala kaçak olan bir katilimizin olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles يبدو أنّنا مازلنا نملك قاتلا طليقاً.
    Anladığım kadarıyla bugünkü saldırıların sorumlusu olan adam hâlâ dışarda. Open Subtitles عرفت أن الرجل المسئول عن هجمات اليوم لازال طليقاً
    Briareos halen firarda. Silahlı ve çok tehlikeli. Open Subtitles .ما زال "برياريوس" طليقاً إنه مسلح و خطير
    Uzun zamandır özgürce dolaşan bir katili tutuklamakla kalmadık masum bir adamın adını da temizledik. Open Subtitles لم نعتقل مُجرماً ظلّ طليقاً لوقتٍ طويل فقط، إنّما برّأنا كذلك ساحة رجل أُتّهم ظُلماً.
    başıboş çirkin iblis yüzünden. Open Subtitles فهنالك شيطان مجهول و مُخيف لا يزال طليقاً
    Ve ona bunu kim bulaştırdıysa hala dışarılarda bir yerde. Open Subtitles و أيّاً كان من نقل لها المرض ، فهو لازال طليقاً.
    Bunu pek düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü haklıysam bir canavar elini kolunu sallayarak dolaşıyor demektir. Open Subtitles أحاول ألاّ أفكّر في الأمر لأنّي إن كنتُ مصيباً فإنّ هنالك وحشاً طليقاً
    Hâlâ kol geziyor. Open Subtitles ما زال طليقاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus