Benim için, hapishane ailemle birlikte uzun bir tatile benziyor. | Open Subtitles | بالنسبة إليّ، السجن يشبه إجازة طويلة في السيّارة مع والديّ |
Herkes bunun insanlarda neden kaynaklandığını uzun bir zamandır merak ediyor, ancak sineklerde bunu oturup test edebiliriz. | TED | يتساءل الناس عن ذلك لفترة طويلة في البشر، لكن في الذباب فبالطبع يمكن إختبار ذلك |
uzun bir süre bu maddeyi alacaksınız. | TED | وسيعطى لمدة زمنية طويلة. في هذه الغرفة توجد مجموعة منكم، |
Senin ihtiyacın olan şey Vietnam'da uzun bir süre kalmak! | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو قضاء فترة طويلة في فيتنام! |
Guadalcanal'da uzun payandalar vardı ve gerçekten ama gerçekten hiçbirimiz oradan çıkıp da hayatta kalabileceğimizi sanmıyorduk. | Open Subtitles | "مرّت عينا أوقات طويلة في "جوادالكانال أيقنّا فيها تماماً أن لا أحد منّا سينجو أنه تمّ الاستغناء عنّا |
Amerika'da çok uzun süre kaldı ve kötü alışkanlıklar edindi. | Open Subtitles | لقد كان يعيش لمدة طويلة في أمريكا و اكتسب عادات سيئة كثيرة |
6 ay, Amazon'da çok uzun bir süre. | Open Subtitles | ستة أشهر، هذه مُدّة طويلة في (الأمازون). |
Kaynaklar, siyasi liderin kariyerinin bittiğini ve önünde uzun bir hapis döneminin göründüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | وتقول المصادر ان سيرة عمل الزعيم السياسي قد انتهت وتنتظر فترة طويلة في السجن في المستقبل القريب |
Savaş gemisi bu sularda uzun süre saklanamaz. | Open Subtitles | السفينة البحرية لا تستطيع الإختفاء لمدة طويلة في هذه المياه |
Senin dairende uzun bir süre birlikte kalmadınız, değil mi? | Open Subtitles | أنتم لم تعشا معـًا لمدة طويلة في ذلك البرج حيث تعيش أليس كذلك؟ |
Gitmeliyiz. Önümüzde uzun bir yol var. | Open Subtitles | يجب أن نذهب لدينا رحلة طويلة في إنتظارنا |
Gecenin bu vaktinde uzun bir yol. | Open Subtitles | سوف تكون قيادة طويلة في هذا الوقت من الليل |
Özellikle de binbaşıyı, ve iki yıl belirsizlik içinde olmak çok uzun bir süre eder. | Open Subtitles | خصوصاً الرائد, كما أن سنتين هي مدة طويلة في ليمبو |
Ya da Bermuda'da uzun bir hafta sonu geçiririm. | Open Subtitles | أو ربما سأخذ إجازة طويلة في برمودا |
Bir insan yaşamı için 4 yıl da... uzun bir süre. | Open Subtitles | اربع سنوات ... تبقى مدة طويلة في حياة شخص |
Londra'da çok uzundu ve Manchester'da da çok uzun olacak. | Open Subtitles | كانت طويلة جداً في (لندن) وستكون طويلة في (مانشستر) |
Babanın iyileşmesi için önünde uzun bir yol var ama uyanması iyiye işaret. | Open Subtitles | و والدك لا يزال يحتاج إلى فترة علاج طويلة في إنتظاره لكن , حقيقة أنّه مستفيق تُشكّل إشارة جيّدة حقّاً |
Savaş gemisi bu sularda uzun süre saklanamaz. | Open Subtitles | السفينة البحرية لا تستطيع الإختفاء لمدة طويلة في هذه المياه |