Seyirciler... ve bu çok uzun bir sol merkez atışı oldu. | Open Subtitles | ..الدرجة. وهودافع خَطِّ طويلِ إلى المركزِ اليسارِ العميقِ. |
Biz geniş ve yeterince uzun bir yol bulduk. | Open Subtitles | وَجدنَا إمتداد الطريق السريعِ طويلِ بما فيه الكفاية |
Biz geniş ve yeterince uzun bir yol... | Open Subtitles | وَجدنَا إمتداد الطريق السريعِ طويلِ بما فيه الكفاية |
Biz geniş ve yeterince uzun bir yol.... | Open Subtitles | وَجدنَا إمتداد الطريق السريعِ طويلِ بما فيه الكفاية |
Günün birinde bu konuşmayı yapabilmek için uzun süre kullanmadan sakladığım bir şey. | Open Subtitles | شيء إحتفظت به لوقت طويلِ جداً لكي يمكننى فى يوم ما أن اقوم بهذا الإتصال |
Bacak incinmesi hayvanı gerekenden hızlı koşturarak kesik de izin verilenden uzun kamçı kullanarak olabilir. | Open Subtitles | إجهاد الساقَ يُمْكِنُ أَنْ يَجيءَ مِنْ ركض حيوانَ أصلب مِنْ ضروريِ والتمزيق مِنْ سوطِ طويلِ بشكل غير قانوني، |
Demek ki eğer yeterince uzun süre götünün üstünde oturursan iyi şeyler oluyor. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هذا يَذْهبُ لتَشويفك... إذا تَجْلسُ على حمارِكَ طويلِ بما فيه الكفاية، المادة الجيدة سَتَحْدثُ. |
Kalabilir. Çok uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | يمكنهآ البقـآء , هذا لن ياخذ وقت طويلِ |
Ancak, yasalar, size böylesine uzun bir hapis cezası vermeme izin vermiyor. | Open Subtitles | القانون بأي حال فهو سيعاقبكم لوقت طويلِ |
uzun zamandan beri senden hoşlanıyorum. | Open Subtitles | احَببتُك كثير لوقتِ طويلِ. |
Ve sana çok uzun bir zaman gibi gelmeyecek. | Open Subtitles | و لَنْ يَبْدوَ الوقت طويلِ |
Çok uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك منذُ زمنِ طويلِ |
uzun zamandır içeride hapis kaldın. | Open Subtitles | لقد سجنتُ لوقت طويلِ |